Sasa, Yasusu, Seyasa, Seyis, Siyaset..!

Abone Ol

Siyaset, Arapça kökenli ve Osmanlıcadan da Türkçeye geçmiş bir kelime olarak hayatımıza yön veriyor. Sasa, Yasusu, Seyasa, Seyis ve Siyasa kökeninden gelen siyaset kelimesi, seyis-at bakıcısı kelimesi ile bağlantılıdır.

Kelime, siyaset yapmak, idare etmek, icra etmek, muvaffak olmak anlamları da taşıyor.

Bir şeyi yola koymak, eğitmek, kontrol altına almak anlamında atı terbiye etmek olarak yorumlanıyor. Zamanla bu anlam insanları yönetmek olarak kullanıldı.

Siyaset, toplumun yönetimi ve devlet işlerini yürütme sanatı ile ilgili faaliyetler, iktidar mücadelesi ve yönetim biçimleriyle ilgili düşünce ve uygulamalar bütünü olarak karşımıza çıkıyor.

At yöneticiliğinden insan yöneticiliğine evrilen siyaset kelimesinin tanımına baktığımızda, devlet işlerinin düzenli yapılması ve toplumun geliştirilmesi hedefleniyor.

Peki günümüzde siyaset denince aklımıza ne geliyor?

Siyasetçi denince ne düşünüyoruz?

Sanırım aklımıza pek güzel şeyler gelmiyor.

Siyaset dünyada toplum ve devlet işleri için öne çıkmışken, Türkiye’de böyle mi? Türkiye’de siyaset toplumu doğru yönetebiliyor mu? Devlet işlerini düzenli olarak yürütebiliyor mu? Siyaset gelişmişlik düzeyini yakalayabiliyor mu? Yoksa, ilgili partinin iktidarda kalabilmesi uğruna her şeyi mübah mı görüyor? Koltuk hırsı, devlet ve millet olgusunun önüne geçebiliyor mu? Türkiye’de siyaset hakkıyla yapılabiliyor mu? Bireysel çıkarlar gözetiliyor mu?

Bu sorulara cevabınız ne olur, bilemiyorum ama birçoğunun cevabı ne yazık ki EVET…

Siyasi partilerde dürüst siyaset yapan insanlar yok mu, var elbette. Türkiye’nin daha iyi yerlere gelebilmesi için dertlenen siyasetçiler vardır mutlaka. Sorunların çözülebilmesi için büyük emek veren siyasetçileri de görmek mümkün.

Siyaset ile eş anlamlı olarak kullanılan politika kelimesinin kökeni ise Yunancadır. Antik yunanda şehir devleti anlamına gelen politika kelimesi, polis kelimesinden türemiştir ve şehirle ilgili işler veya şehir yönetme sanatı anlamına geliyor.

İşte burada icraat öne çıkıyor. Üretilecek yeni politikalarla tüm Türkiye’nin gelişmesine, insanların barış ve huzur içerisinde yaşayabileceği bir ülke olabiliriz.

Özellikle yeni süreçle birlikte bölgeler arasındaki gelişmişlik farkı azaltılabilir. Herkesin kendi şehrinde çalışabileceği ve ülke potansiyelinin birkaç şehre yığılmasının önüne geçilebileceği politikalar hayat bulabilir.

Kürt sorununun çözümü ile birlikte gelecek olan barış ve huzur, sorunların büyük bir kısmının çözülebileceği anlamına gelir. Eğitim, sağlık ve istihdam alanları gelişecektir. İnsanlar büyükşehirlere göç etmek zorunda kalmayacak. Hastasını büyükşehirlere götürmek zorunda kalmayacak. Türkiye’nin ekonomik gücü 81 şehre dağıtılmasıyla işsizlik sorununa çözüm bulunacak.

Siyaset ile toplum çok daha dürüst bir şekilde yürütülerek ve devlet işleri de düzene alınarak, bu memleket huzur bulur. Siyaset partinin veya kişisel menfaatlerin değil ülke menfaattarının öne çıkmasıyla kıymet bulur.

Artık siyaset dediğimizde parti için değil, millet ve devlet için çalışan bir sistem aklımıza gelmeli. Siyasetçi dediğimizde yandaşlarını koruyan, karşıtlarını hiçe sayan bir anlayış değil, tüm millete hizmet eden bir sistem aklımıza gelmeli. Devlet dediğimizde, devlet herkesindir anlayışı ile hareket eden devlet adamları aklımıza gelmeli.

Politika dediğimizde, insanların refah bulması ve ülkemizin gelişmesi için yeni fikirler üreten bir sistem aklımıza gelmeli.

Memleketin menfaati için mesai harcayanlara,

İnsanların mutlu olması emek verenlere,

Ülkemizin barışı ve huzuru için çabalayanlara,

Siyaseti dürüst bir şekilde yapanlara,

Politikayı müreffeh bir ülke için yapanlara,

Ülkemizi barışa götürecek politikalar üretenlere selam olsun.

Barış Hükümlerin Efendisi Olsun..