Van’ın Gevaş ilçesinde biri 5, diğeri 3 yaşında olan iki çocuk, kene ısırığı şikayetiyle hastaneye kaldırıldı. Olay sonrası aileler tedirginlik yaşarken, çocuklar yapılan tedavilerin ardından taburcu edildi.
Edinilen bilgilere göre, ilk olay dün Gevaş ilçesinde meydana geldi. 5 yaşındaki bir çocuğun kafasında kene gören ailesi, durumu fark eder etmez çocuğu Gevaş Devlet Hastanesi’ne götürdü. Hastanede yapılan müdahale sonucu kene güvenli bir şekilde çocuğun kafasından çıkarıldı. Yapılan testlerin ardından çocuğun sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi ve taburcu edildi.
Öte yandan geçtiğimiz günlerde aynı ilçede 3 yaşındaki bir erkek çocuğun koluna kene yapıştı. Ailesi tarafından hastaneye getirilen çocuk da benzer şekilde tedavi edildi. Kenenin çıkarılmasının ardından gerekli testler yapıldı ve çocuk taburcu edildi.
UZMANLAR UYARIYOR: BELİRTİLER CİDDİ OLABİLİR
Uzmanlar, kene ısırması sonucu ortaya çıkan hastalıkların ciddi sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekiyor. Hastalığın; ateş, ani başlayan baş ağrısı, kas ağrısı, halsizlik, kırıklık ve iştahsızlık gibi belirtilerle başladığı belirtilirken, bazı vakalarda bulantı, kusma, karın ağrısı ve ishal gibi şikayetlerin de görüldüğü kaydedildi.
İlk günlerde yüzde ve göğüste kızarıklıklar, göğüs ve karından başlayarak tüm vücuda yayılan küçük nokta şeklinde kanamalar ve ilerleyen dönemlerde burun ve dişeti kanamaları gibi belirtilerin ortaya çıkabileceği aktarıldı.
KENELER NERELERDE GÖRÜLÜR?
Keneler; özellikle yaz aylarında, sıcak ve nemli bölgelerde, ormanlık alanlarda, çalılıklarda ve otlaklarda yaygın olarak görülür. Van gibi hayvancılığın yaygın olduğu kırsal bölgelerde, tarlalarda, meralarda ve hayvan barınaklarında daha sık rastlanır. Açık alanda zaman geçiren kişiler, tarım ve hayvancılıkla uğraşanlar ile çocuklar risk grubunda yer alır. Keneler, hayvanların üzerindeki uzun otlar ya da çalılıklar yoluyla insanlara tutunabilir.
KENE ISIRIĞIYLA BULAŞAN HASTALIKLAR VE BELİRTİLERİ
Kene ısırıkları bazı durumlarda ciddi enfeksiyonlara yol açabilir. Özellikle Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) gibi hastalıklar, kene yoluyla bulaşan tehlikeli viral enfeksiyonlardandır. Hastalık, genellikle yüksek ateş, ani başlayan baş ağrısı, kas ağrısı, halsizlik ve iştahsızlık gibi belirtilerle başlar. Bazı vakalarda mide bulantısı, kusma, karın ağrısı ve ishal gibi sindirim sistemi şikayetleri de görülür. İlerleyen evrelerde yüzde ve göğüste kızarıklıklar oluşabilir. Göğüs ve karın bölgesinden başlayarak tüm vücuda yayılan küçük nokta şeklinde kanamalar zamanla büyüyebilir. Ağır vakalarda burun ve diş eti kanamaları gibi hayati belirtiler ortaya çıkabilir.
HASTALIK NASIL BULAŞIR?
Kene kaynaklı hastalıklar genellikle doğrudan kene ısırması ile bulaşır. Kene, kan emerken vücuttaki virüsü insana geçirebilir. Bunun yanı sıra, hasta hayvanların kanı, vücut sıvıları veya dokularıyla temas da bulaşma riskini artırır. Bu durum özellikle hayvancılıkla uğraşan kişilerde daha yaygındır. Ayrıca, hastalığa yakalanmış insanların kan veya vücut sıvılarına temas etmek de bulaşma yollarından biridir. Evcil hayvanlar da taşıyıcı olabilir; ancak genellikle hastalığı belirtisiz geçirirler. Yabani kemiriciler ve kuşlar da doğada hastalığın saklayıcısı olarak rol oynar.
KENE ISIRIĞINDA NE YAPILMALI?
Kene ısırığı fark edildiğinde panik yapılmadan, doğrudan sağlık kuruluşuna başvurulması gerekir. Kene, elle koparılmamalı; sigara, kolonya, yağ gibi maddelerle çıkarılmaya çalışılmamalıdır. Bu yöntemler, kenenin salgısını artırarak virüs bulaşma riskini yükseltir. Sağlık personeli tarafından uygun teknikle, genellikle özel kene çıkarma aparatıyla ya da cımbız yardımıyla dikkatlice çıkarılması en güvenli yöntemdir. Kene çıkarıldıktan sonra 10 gün boyunca vücut sıcaklığı, halsizlik veya başka belirtiler izlenmeli; şüpheli durumlarda vakit kaybetmeden tekrar doktora başvurulmalıdır.
TEDAVİ MÜMKÜN MÜ?
Kene ısırığı sonucu gelişen hastalıkların henüz kesin bir ilacı veya aşısı bulunmamaktadır. Ancak erken teşhisle hastalık kontrol altına alınabilmektedir. Tedavi genellikle hastanede, destekleyici tedavi yöntemleriyle yapılır. Sıvı desteği, ateşin kontrol altına alınması ve kan değerlerinin izlenmesi gibi uygulamalarla hastalık süreci yönetilir. Erken müdahale hayati önem taşır, bu nedenle şikâyetler fark edildiğinde en yakın sağlık kuruluşuna başvurmak büyük önem taşır.