Van Haber

Van İçin Sessiz Tehlike: Nükleer Gölge Sınırda Büyüyor!

İsrail’in İran’daki nükleer tesislere yönelik saldırısının ardından Van ÇEVDER, başta Van olmak üzere bölge kentlerinin büyük bir tehlike altında olduğunu vurguladı. Dernek, olası bir nükleer sızıntının sadece fiziksel değil, psikolojik ve sosyal yıkımlara da yol açabileceği konusunda uyardı.

Abone Ol

İsrail’in İran’daki nükleer tesislere yönelik saldırısının ardından Van ÇEVDER, başta Van olmak üzere bölge kentlerinin büyük bir tehlike altında olduğunu vurguladı. Dernek, olası bir nükleer sızıntının sadece fiziksel değil, psikolojik ve sosyal yıkımlara da yol açabileceği konusunda uyardı.

"ÇERNOBİL VE FUKUŞİMA GİBİ FELAKETLER TEKRAR YAŞANMASIN!"

Van Çevre, Tarihi Eserleri Koruma ve Geliştirme Derneği (ÇEVDER), İsrail’in İran’daki Natanz nükleer tesisine yönelik saldırısının ardından, bölge için artan nükleer risklere dikkat çekti. Yazılı bir açıklama yayımlayan ÇEVDER, özellikle Van’ın İran sınırına olan yakınlığı nedeniyle yüksek risk altında olduğunu belirtti.

"SADECE İRAN DEĞİL, VAN DA TEHLİKE ALTINDA"

ÇEVDER Yönetim Kurulu, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA)’nın şu an için Natanz çevresinde radyasyon artışı tespit etmediğini hatırlatsa da, olası bir sızıntının ekosistemler ve halk sağlığı üzerinde telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurabileceğini vurguladı. “Van gibi sınır şehirleri, bu tür gelişmelerde ilk ve en ağır etkilenecek bölgeler arasında yer alır” ifadeleri kullanıldı.

"RADYASYON SINIR TANIMAZ"

Açıklamada, "Radyasyon, sadece olayın yaşandığı alanda kalmaz. Rüzgarla, suyla, toprakla kilometrelerce ötede yaşamı tehdit eder. Çernobil ve Fukuşima felaketleri bunun en acı örnekleridir” denildi. Dernek, Van’da radyasyon seviyelerinin düzenli olarak ölçülmesini ve acil müdahale planlarının hayata geçirilmesini talep etti.

"KORKU BULAŞICIDIR: SOSYAL MEDYA ENDİŞEYİ BÜYÜTÜYOR"

ÇEVDER, nükleer riskin fiziksel etkilerinin yanı sıra halkta büyük bir psikolojik yük oluşturduğuna da işaret etti. Özellikle sosyal medya platformlarında yayılan içeriklerin halk arasında panik havası estirdiği belirtildi.

"ULUSLARARASI TOPLUM SESSİZ KALMAMALI"

Açıklamanın sonunda, çevresel ve insani felaketlerin önüne geçilmesi adına uluslararası toplumun ve bölge ülkelerinin acilen harekete geçmesi gerektiği çağrısı yinelendi:
“Şeffaf bilgi akışı, ortak denetim mekanizmaları ve etkili kriz yönetim planları oluşturulmadan, bu tehdidin büyümesini engellemek mümkün değildir.”