Geçtiğimiz günlerde Sağlık Bakanlığı tarafından Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği'nde değişikliğe gidildi. Van İl Sağlık Müdürü Op. Dr. Muhammed Tosun, yeni düzenlemenin getirdiği yenilikler ve sağlık hizmetlerine olası katkıları değerlendirdi. Tosun, birinci basamak sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi için yapılan bu değişikliğin, vatandaşların sağlık hizmetine erişimini kolaylaştıracağını vurguladı.
Aile hekimliği sözleşme ve ödeme yönetmeliğinde değişiklik yapıldı. Amacın hastanelerdeki yükün azaltılması olduğu açıklanırken aile hekimleri düzenlenmeye tepki gösterdi. Yeni yönetmelikle, aile hekimliğine düşen kişi sayısı 3 bin 500’e düşürülecek. Nüfusun fazla olduğu bölgelerde yeni aile hekimlikleri açılacak. Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, hekim başına düşen hasta sayısı azaltılarak kronik hastalık ve kanserlerin tarama ve izlemlerinin etkin yapılmasının teşviki sağlanacak. Aile hekimlerinin kendilerine kayıtlı kişilere en az 6 ayda bir ulaşacak. Sağlık Bakanlığı tarafından yürürlüğe giren yeni Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği, sağlık hizmetlerinin daha etkin ve verimli sunulmasını hedefliyor. Yönetmelik hakkında açıklamalarda bulunan Van İl Sağlık Müdürü Op. Dr. Muhammed Tosun, düzenlemenin aile hekimliği sisteminin kalitesini artıracağını belirtti. Tosun, “Aile hekimleri ile kayıtlı oldukları nüfusun daha sık bir araya gelmesini, bu ilişkiyi bir aile şeması çerçevesinde güçlendirmeyi ve vatandaşların aile hekimlerinden daha fazla yararlanmasını hedefleyen yeni bir yönetmelik yürürlüğe girdi. Bu yönetmelik, vatandaşların hastalanmadan önce aile hekimlerine başvurarak tüm tetkik ve tedavilerini yaptırabilmelerini sağlamayı amaçlamaktadır. Daha önce ilimizde bir aile hekimi, maksimum 4 bin kişilik bir nüfusa hizmet veriyordu. Yeni yönetmelikle bu sayı 3 bin 500'e düşürüldü. Biz de ilimizde 3 bin 500 üzerindeki nüfuslara sahip aile hekimliği birimlerinin bu oranlarını düşürmek için yoğun bir çalışma içerisindeyiz. Hedefimiz, tüm aile hekimliği birimlerinin nüfuslarını 3 bin 500'ün altına indirerek aile hekimlerinin halkla daha kaliteli ve sık temas kurmasını sağlamaktır. Bu doğrultuda, yeni aile hekimliği birimlerinin açılması, yeni binaların inşa edilmesi, kiralık binaların temini ya da mevcut binaların satın alınması gibi çalışmaları hızlandırmış durumdayız. Yönetmelik sayesinde, aile hekimlerinin hizmet verdikleri nüfus azaldığında, hekimler kendi nüfuslarını daha sık görebilecek, koruyucu sağlık hizmetlerini daha etkin bir şekilde sunabilecek ve tedavi edici hizmetlerde hastaların hastanelere gitmeden birçok test ve tahlil işlemini aile sağlığı merkezlerinde gerçekleştirebilmelerini sağlayacaklardır. Bu çalışmaların halk sağlığına önemli katkılar sağlaması beklenmektedir” dedi.
AİLE HEKİMLERİ İLAÇ YAZMAYA DEVAM EDİYOR
Son dönemde bazı kesimlerde, aile hekimlerinin ilaç yazamayacağına dair asılsız iddialar ortaya atıldığını ifade eden Tosun, “Bu yönetmelikle ilgili kamuoyunda bazı yanlış algılamaların oluştuğunu fark ettik. Özellikle aile hekimlerinin, başta antibiyotik olmak üzere bazı ilaçları yazma yetkisinin ellerinden alındığına dair spekülasyonlar gündeme gelmiştir. Ancak bu doğru değildir. Yönetmelikle birlikte hiçbir doktorun ilaç yazma yetkisine ya da özgürlüğüne bir kısıtlama veya engelleme getirilmemiştir. Bilindiği üzere, ülkemizde son yıllarda antibiyotik kullanımı oldukça yaygınlaşmıştır. Bu durum, gerçekten antibiyotik kullanması gereken hastalarda ciddi direnç gelişimine ve tedavilerde aksamalar yaşanmasına neden olmaktadır. Türkiye'deki antibiyotik kullanım oranı, Avrupa ve OECD ülkelerinin ortalamasının yaklaşık iki buçuk katıdır. Bu yönetmelikle amaçlanan, antibiyotiklerin uygun endikasyonlarda yazılmasını teşvik etmektir. Aile hekimlerinin antibiyotik yazma yetkisine herhangi bir engel konulmamış, bu konuda herhangi bir cezalandırma mekanizması oluşturulmamıştır. Tam tersine, yönetmelik, aile hekimlerinin antibiyotik kullanım oranlarını dünya standartlarına ve il düzeyindeki hedeflere uygun şekilde düzenlemelerini teşvik etmektedir. Antibiyotik yazma oranlarını endikasyonlara uygun şekilde düşüren hekimler, cezalandırılmak yerine maaşlarında veya gelirlerinde teşvik edici bir artışla ödüllendirilecektir. Bu düzenlemenin, gereksiz antibiyotik kullanımını azaltarak hem halk sağlığına hem de sağlık sistemine olumlu katkılar sağlaması beklenmektedir” ifadelerini kullandı.
HASTANELERE BAŞVURUYU ENGELLEME SÖZ KONUSU DEĞİL
Vatandaşlarımızın hastane başvurularını engellemeye yönelik bir düzenleme olmadığını da belirten Tosun, “Vatandaşlarımızın hastanelere gitmelerini engellemediğimiz gibi, bu nedenle aile hekimlerinin maaşında herhangi bir kesinti yapılmayacaktır. Aksine, hastane başvurularının azaltılması için aile hekimlerimize teşvik ödemeleri yapılacaktır. Kamuoyunda oluşan yanlış algılardan bir diğeri de aile hekimlerinin halk tarafından oylanacağı ve bu oylama sonucunda uygun bulunmadıkları takdirde maaşlarının düşürüleceği yönündeki iddialardır. Bu da tamamen asılsız bir iddiadır. Aile hekimleri, diğer sağlık kurumlarında olduğu gibi, halk memnuniyeti ve personel memnuniyeti açısından belirli değerlendirmelere tabi tutulmaktadır. Ancak bu değerlendirmelerde herhangi bir cezalandırıcı uygulama söz konusu değildir. Aksine, memnuniyet oranı yüksek olan ve il ortalamasının üzerinde performans sergileyen aile hekimlerine teşvik uygulamasıyla ek katkı sağlanmaktadır. Bu düzenleme, başarılı ve beğenilen aile hekimlerini ödüllendirmek amacı taşımaktadır. Bu iki yanlış algının düzeltilmesi adına, halkın doğru bilgilendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Amacımız, aile hekimliği sisteminin daha etkin, daha kaliteli ve halkın sağlık hizmetlerinden daha memnun kalacağı bir yapıya kavuşturulmasıdır” diye konuştu.
“AİLE HEKİMLERİYLE DAHA SIK İLETİŞİM KURULACAK”
Vatandaşların aile hekimleriyle daha sık iletişim kurmasını hedefleyen düzenleme, koruyucu sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılmasına ve erken teşhisle hastalıkların önlenmesine odaklanıyor. Tosun, “ Bu yönetmelikteki amacımız, bir kişinin aile hekimini yılda en az iki kez görmesini, yani aile hekimine yılda iki kez başvurmasını sağlamaktır. Buradan halkımıza şu mesajı iletmek istiyoruz: Lütfen aile hekiminizle, altı ayda bir, hasta olsanız da olmasanız da, herhangi bir tedaviye ihtiyacınız olmasa da başvurun ve gerekli taramalarınızı yaptırın. Bu şekilde hastalıkları daha önceden tespit edip önlem alabilecek duruma geleceğiz ve ilerleyen zamanlarda ortaya çıkacak hastalıkların hem tedavi maliyetlerinden hem de kişisel maliyet ve eziyetlerinden halkımızı koruyacağız. Bu yönetmelik ile birlikte, aile hekimlerinin tamamen koruyucu sağlık hizmetlerine kaydırılması hedeflenmektedir ve koruyucu sağlık hizmetlerinin ülkemizde daha da geliştirilmesi planlanmaktadır. Ayrıca, aile hekimlerinin isteyebileceği kan tahlili, röntgen, ultrason gibi tetkiklerin hastanelerle entegrasyonu şu an çalışılmaktadır. Halkımız, kendi aile hekiminden belirli tetkikleri, hastane hekimine başvurmadan ya da hastaneye gitmeden, direkt olarak aile hekiminin istemiyle hastanede yaptırıp, tekrar aile hekimine bunları görüşme özgürlüğüne sahip olacaktır. Son olarak, şunu vurgulamakta fayda var: Lütfen her birey, aile hekimini tanısın ve altı ayda en az bir defa, hasta olmasa da aile hekimine başvurup taramalarını yaptırsın. Bu taramalar özellikle 40 yaş üzerindeki halkımız için daha önemlidir. Çünkü ülkemizde artık kronik hastalıklar ciddi anlamda artmıştır. Biz, bu kronik hastalıklara yakalanmadan, aile hekimliğinin yaptığı taramalarla halkımızı korumayı ve hastalanmadan sağlıklı bir şekilde yaşamalarını sağlamayı hedefliyoruz” diye konuştu.