Türkiye’de yaşlı nüfusun hızla artması, Alzheimer ve demans hastalıklarını her geçen gün daha görünür hale getiriyor. Ancak bu sürecin acı gerçeklerinden biri, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yaşayan Alzheimer hastalarının adeta görünmez hale gelmiş olması. Bu bölgelerde hem tanı süreci hem de hasta yakınlarının desteklenmesi açısından ciddi eksiklikler söz konusu. Van Alzheimer Derneği Üyesi Oya Orhun ile Van’daki Alzheimer gerçeğini, bölgedeki zorlukları ve atılması gereken adımları konuştuk. Orhun’un anlattıkları, sadece hasta yakınlarını değil, hepimizi ilgilendiriyor.
“ALZHEİMER NEDİR?”
Van Alzheimer Derneği Üyesi Oya Orhun, Alzheimer hastalığı hakkında temel bilgiler vererek söze başladı. Orhun, “Alzheimer, beynin ilerleyici bir şekilde işlev kaybetmesine neden olan bir hastalık. Özellikle hafıza, düşünme ve davranış yetilerinde bozulmalarla kendini gösteriyor. Hastalar bazen yakın geçmişi tamamen unutabiliyor, geçmişte yaşıyor gibi davranıyorlar. Ayrıca davranışlarında değişiklikler oluyor; saldırganlık, halüsinasyonlar, tuvalet alışkanlığının kaybolması, yeme becerisinin azalması, öfke kontrolünün bozulması gibi sorunlar ortaya çıkıyor. Hatta bazı hastalar çevresine zarar verebiliyor ve kaybolabiliyor.” dedi.
“ALZHEİMER HIZLA ARTIYOR”
Türkiye genelinde Alzheimer hastalığının giderek arttığını söyleyen Orhun, Van’daki durumun çok daha ciddi olduğunu vurguluyor:
“Van’da Alzheimer hastalarının sayısı tam olarak bilinmiyor. Ne yazık ki bölgedeki istatistiki veriler çok yetersiz. Bu da hastalıkla ilgili doğru bir resim çizmemizi engelliyor. Oysa Alzheimer, sadece yaşlılıkla gelen bir hastalık değil; erken tanı ve doğru bakım ile süreci yavaşlatmak mümkün. Biz Van Alzheimer Derneği olarak 2022 yılında Türkiye’nin 22. Alzheimer Derneği şubesi olarak Doğu’nun ilk Alzheimer şubesini açtık. Bu bölgede hastalığın ciddiyetinin anlaşılması için farkındalık çalışmalarına büyük ihtiyaç var.”
“VAN’DA TANI SÜRECİ ÇOK YETERSİZ”
Orhun’un dikkat çektiği en önemli sorunlardan biri, hastalığın tanı sürecindeki eksiklikler… Orhun, “Maalesef Van’da Alzheimer tanı süreci çok yetersiz. Hastanelerde hastaya ayrılan süre sadece 3-5 dakika civarında oluyor. Biz bu süreyi en az 1 saate çıkarmak için girişimlerde bulunduk ama doktor sayısının yetersizliği nedeniyle bu mümkün olmadı. Bu çok büyük bir sorun çünkü tanı süreci hızlı ve detaylı olmazsa hastalıkla mücadele güçleşiyor. Ayrıca hastalar hastanede beklerken atak geçirebiliyor, bu da hem hastanın hem de ailesinin işini zorlaştırıyor.” diye konuştu.
“ERKEN TANININ ÖNEMİ”
Orhun, Alzheimer’ın erken evrede teşhis edilmesinin hayati önem taşıdığını ifade ederek, “Alzheimer, maalesef yavaş ilerleyen ama erken sinyallerini uzun yıllar önce veren bir hastalık. Artık kan testiyle hastalığın varlığı 20 yıl öncesinden tespit edilebiliyor. Erken tanı sayesinde hastalar doğru ilaçları kullanarak, uygun rehabilitasyon ve sosyal desteklerle hastalığın ilerlemesini yavaşlatabiliyorlar. Bu yüzden erken tanı hem hasta hem de ailesi için hayati önem taşıyor.” şeklinde konuştu.
“HASTA YAKINLARI TANIDAN KAÇINIYOR”
Pek çok hasta yakınının Alzheimer tanısından kaçındığını söyleyen Orhun, bu durumu şu sözlerle açıklıyor:
“Hasta yakınlarının tanı konmasını istememelerinin birkaç nedeni var. Birincisi, Alzheimer hastasının değişen davranışlarını kabul etmek çok zor. Hastanın artık ‘eski hali’ olmadığını görmek onları çok zorluyor. İkincisi, Alzheimer tanısı konunca hastanın hukuki haklarının önemli ölçüde kısıtlanması; vasi tayini yapılması, imzalarının geçersiz sayılması gibi durumlar var. Bu yüzden aileler tanı konmasından kaçınıyor. Oysa doğru tanı ve tıbbi takip için bu çok önemli.”
“GENÇLERDE DE GÖRÜLÜYOR”
Alzheimer hastalığının yalnızca yaşlılarda değil, gençlerde de görülmeye başladığına dikkat çeken Orhun, “Van’da 40’lı yaşlarda Alzheimer belirtileri olan hastalar var. İzmir’de ise 33 yaşında bir hasta bulunuyor. Gençlerde görülmesinin önemli nedenleri arasında teknoloji bağımlılığı ve yalnız yaşam geliyor. Sosyal ilişkilerin kopması, fiziksel aktivitenin azalması da risk faktörleri arasında. Bu nedenle gençlerin de sağlıklı yaşam alışkanlıklarını benimsemeleri gerekiyor; yürüyüş yapmak, dengeli beslenmek ve sosyal ilişkilerini canlı tutmak korunma için çok önemli.” dedi.
“HASTA YAKINLARININ EN BÜYÜK ZORLUĞU: HASTASINI YALNIZ BIRAKAMAMAK”
Alzheimer sadece hastayı değil, tüm aileyi etkileyen bir hastalık. Orhun, hasta yakınlarının yaşadığı zorlukları şöyle dile getiriyor:
“Alzheimer hastası sürekli bakıma muhtaç. Zamanla tuvaletini yapamaz, yemek yiyemez hale geliyor. Bu yüzden hastayı yalnız bırakmak mümkün değil. Hasta yakınları hem fiziksel hem psikolojik olarak çok yoruluyor. Van’da bu yüzden Türkiye’deki gibi gündüz yaşam merkezlerinin açılmasını istiyoruz. Bu merkezler hastaların gündüz vakit geçirebileceği, sosyal aktiviteler yapabileceği ve hasta yakınlarının da bir nefes alabileceği yerler. Bu model Van’da da hayata geçirilirse, aileler biraz olsun rahatlayabilir.”
“50 HASTAYA CİHAZ DAĞITILDI”
Van Alzheimer Derneği’nin yaptığı önemli çalışmalardan biri de konum belirleme cihazları olduğunu ifade eden Orhun, sözlerini şöyle sürdürdü:
“22 Nisan’da hastalar için konum belirleme cihazları dağıttık, yaklaşık 50 hasta bu cihazlara kavuştu. Bu cihazlar sayesinde hastaların kaybolması önleniyor ve ailelerin üzerindeki yük biraz hafifliyor. Eylül ayında bir veda partisi düzenleyeceğiz; bisiklet grupları pedal çevirecek, müzisyenler konser verecek, hastalar ve yakınları gün batımını birlikte izleyecek. Ayrıca fotoğraf yarışmaları, müzik etkinlikleri, huzurevi ziyaretleri ve eğitim programlarıyla farkındalık yaratmaya çalışıyoruz. Ancak etkinliklerimizin yeterince duyulmadığını görmek üzücü.”
“VAN’DA GÜNDÜZ YAŞAM MERKEZLERİ AÇILMALI”
Oya Orhun, çağrısını son bir kez yineleyerek, şunları söyledi:
“Van’da diğer illerde olduğu gibi gündüz yaşam merkezlerinin kurulmasını istiyoruz. Hastalar kendilerini iyi hissetmeli, sosyal yaşama katılabilmeli. Kontrollü, güvenli mekanların oluşturulması çok önemli. Ayrıca sağlık personeli sayısının artırılması ve Alzheimer konusunda daha kapsamlı eğitimlerin verilmesi gerekiyor. Unutanları unutmayalım; çünkü sevgi unutmanın ötesidir.”