2025 YKS sonuçlarının açıklanmasının üzerinden günler geçmesine rağmen üniversite tercih kılavuzu hala yayınlanmadı. Son başvuru tarihi olan 31 Temmuz yaklaşırken öğrenciler ne yapacaklarını bilemez halde sürece hazırlanıyor. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Uzman Psikolog Hüseyin Erol, tercih sürecindeki bu belirsizliğin gençlerde gelecek kaygısını artırdığını ve psikolojik baskıya neden olduğunu belirtti.

Psikolog Hüseyin Erol, tercih döneminin öğrenciler için zaten stresli bir dönem olduğunu vurgulayarak, tercih kılavuzunun gecikmesinin bu süreci daha da zorlaştırdığını ifade etti.

EROL:” TERCİH KILAVUZUNUN YAYINLANMAMASI ÖĞRENCİNİN KAYGILARINI CİDDİ ŞEKİLDE TETİKLEYEBİLİR”

Tercih kılavuzunun geç yayınlanması öğrencileri belirsizliğe sürüklediğini söyleyen Uzman Psikolog Hüseyin Erol; “Öncelikle öğrenciler için oldukça zorlayıcı bir süreç. Hele ki sınavda beklediği performansı almış ve bir şekilde tercih yapmak isteyen öğrenciler için oldukça önemli. Çünkü öğrenciler burada sadece akademik değil aynı zamanda psikolojik olarak da oldukça zorlayıcı bir süreç yaşıyorlar. Bu belirsizlik döneminde öğrenciler sıklıkla bir gelecek kaygısı, karar verme süreci, aile ve toplum beklentileri bu baskıları ortadan kaldırmak gibidir. Bu süreç de iç içe ve bunun uzaması da öğrenciyi çoğunlukla belirsizliğe itebiliyor. Bu belirsizlik durumu da kendisiyle ilgili vereceği bir kararı ciddi şekilde etkileyebilir. Bu da karar haksızlığı dediğimiz yani karar verme kaygısı. Acaba zamanında verebilecek miyim? Acaba doğru tercih yapabilecek miyim? Ya da kriterleri bana uyuyor mu bu bölümün? Bunları değerlendirmeden hızlıca tercih sürecine girmek olması bu yaşayacağı kaygıyı ciddi şekilde tetikleyecek. O yüzden tercih kılavuzunun yayınlanmaması öğrencinin bu kaygılarını ciddi şekilde tetikleyebilir. Bu durum ne yapıyor? Bireyin karar alma sürecini zorlaştırıyor ve bir takım belirsizlikler yaşıyor. Misal sınav bitti. İstenilen puan alındı, hadi bundan sonra okul hayatına bir ara ver biraz tatil yap ama yapamıyor çünkü bu kılavuzun geç yayınlanmış ya da öğrencinin bunun üzerinde kafa yormaması da gelecekle ilgili planlarını da etkiledi. Muhtemelen tercih sürecine de hızlıca kataloğu karıştırmak, kılavuzu karıştırmak ve tercih yapma kısmında da yeterli bir zamanın olmadığını düşünürse o zaman okuduğu bölüm, gittiği şehir veyahut da yaşadığı şehir onun için ciddi problemleri beraberinde getirecek” dedi.

EROL:” KILAVUZUN GEÇ YAYINLANMASI PİŞMANLIKLAR HİSSETTİREBİLİR”

Tercih kılavuzunun geç yayınlanmasının olumsuz etkileyeceğini belirten Psikolog Erol; “Bu tarz durumlarda ne yapılabilir? Elbette sadece kendisi yaşamıyordur. Tüm öğrenciler yaşıyordur. Bu belirsizliği biraz daha da genelleştirir. Sadece kendisi için özel bir durum olduğunu olmadığını düşünürse daha rahat edecektir. Tabii burada sadece öğrenci değil, ailenin, yakın çevrenin de beklentileri vardır. Bu beklenti öğrenci üzerinde baskıya dönüşür. Bu da acaba tercih edeceğim bölümden keyif alacak mıyım? Mutlu olacak mıyım? Ya da pişmanlık mı duyacağım. Bunu tetkikler. Tercih kılavuzu önceden yayınlanmış olsaydı öğrenciler bu süreci kendi başlarına değil, aileleriyle bir istişare, bir muhakeme ile girebilecekleri için daha rahatlatıcı bir sonuçla karşılaşabilirlerdi. Hele ki mükemmeliyetçilik duygusuna sahip bir aile ya da aile ağa çocuğu oğlum sen tıp okuyacaksın, sen hukuk okuyacaksın ya da sen mühendis olacaksın denilen bir yerde eğer kişi yani öğrenci kendi kişilik özelliklerine göre tercih yapmayıp aileyi memnun etmek için karar alırsa o zaman ciddi sorunlar boy göstermeye başlar. O yüzden daha çok geleceği parlak, kişilik özelliklerine de yatkın bölümleri tercih ederlerse ailenin baskısı da bir nevi dışarıda tutabilirler. Kılavuzun geç yayınlanıyor olması ya da halen yayınlanmamış olması öğrencilere ciddi bir belirsizliğe, kaygıya sebep oluyor ve kısa sürede bir karar verip tercih yapacak ise de pişmanlıklar hissettirebilir.” şeklinde konuştu.