Van’da 2011’de yaşanan yıkıcı depremlerin ardından geçen yıllar, kentteki yapı stokunun hâlâ risk altında olduğunu ortaya koyuyor. İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Van Şube Başkanı Baran Bulut Balkan, “Vatandaş kolon ya da duvar çatlaklarına bakarak binasının yıkım eşiğinde olup olmadığını anlayamaz. Çünkü tehlike çoğu zaman gözle görünmez,” dedi.
23 Ekim 2011’de yaşanan depremin ardından 9 Kasım 2011 akşamı saat 21.23’te yaşanan ikinci Van, 5,6 büyüklüğündeki ikinci büyük depremle bir kez daha sarsıldı. Merkez üssü Van’a 16 kilometre uzaklıktaki Edremit ilçesi olan depremde, 2’si otel olmak üzere 25 bina yıkıldı, onlarca insan hayatını kaybetti.
2011 ÖNCESİ İNŞA EDİLEN BİNALAR HALA RİSKLİ
Bu deprem, yalnızca yerin altındaki fay hatlarını değil, kentin yapı güvenliğine dair acı bir gerçeği de gün yüzüne çıkardı: Van’ın binaları yorgundu.Aradan 14 yıl geçti. Ancak uzmanlara göre, 2011 öncesi inşa edilen birçok yapı hâlâ riskli durumda. Yüksek yeraltı suyu seviyesi, geçirimsiz kil zeminler, kontrolsüz yapılaşma ve mühendislik hizmeti almadan inşa edilmiş binalar, Van’ı her an yeni bir felakete açık hale getiriyor.
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Van Şubesi Başkanı Baran Bulut Balkan, kentteki binaların büyük kısmının artık “yorgun yapı” kategorisinde değerlendirilebileceğini vurguladı. Balkan, “Yapı stokumuzun yaşlandığı bir dönemdeyiz. Deprem gerçeğini unutan bir şehir, geleceğini tehlikeye atar,” ifadelerini kullandı.
“ÇATLAK TEHLİKENİN YALNIZCA GÖRÜNEN KISMIDIR”
Balkan, vatandaşların sıkça sorduğu “Binam yorgun mu, yıkım eşiğinde mi?” sorusuna dikkat çekti.
“Vatandaşın yalnızca kolon, kiriş ve duvarlardaki çatlaklara bakarak binasının yıkım eşiğinde olup olmadığını anlaması mümkün değildir,” dedi.
Balkan, çatlakların türü, yönü, derinliği ve konumunun önemli olduğunu ancak bunların tek başına yeterli gösterge sayılamayacağını ifade etti.
“Çünkü betonun iç yapısı, donatı korozyonu ve zemin hareketleri de yapısal güvenliği belirler. Gerçek tablo ancak uzman mühendis incelemesi ve laboratuvar testleriyle ortaya çıkar. Yıkım eşiğinde olup olmadığını anlamanın tek yolu bilimsel ölçümdür,” diye konuştu.
“NEM, SIZINTI VE KOROZYON: SESSİZ YIKIMIN HABERCİSİ”
Van’ın zemin yapısına dikkat çeken Balkan, yüksek zemin suyu seviyesi ve geçirimsiz kil zeminlerin binaların ömrünü doğrudan etkilediğini vurguladı.
“Uzun süreli nem ve su sızıntısı, taşıyıcı elemanların dayanımını düşürür, kolon diplerinde ezilme ve donatı korozyonu kaynaklı göçme riski yaratır. Bu süreç sıva dökülmesiyle başlar ama yapısal deformasyona kadar ilerler,” ifadesini kullandı.
Balkan, bu durumun yalnızca bir yalıtım problemi olmadığını, binanın ömrünü kısaltan yapısal bir yıkım sebebi olduğunu belirtti.
“DENETİMSİZLİK FACİANIN ZEMİNİNİ HAZIRLIYOR”
Balkan, denetimsizlik ve kaçak yapılaşmanın Van’daki en büyük risk olduğunu vurguladı:
“Bizler meslek odaları olarak temelden çatıya kadar tüm kaba imalatlarda denetim olması gerektiğini söylüyoruz. Yapı performans değerlendirmeleri elbette kıymetlidir, ancak asıl önemli olan binanın ilk inşa sürecinde denetimden geçmesidir. Aksi takdirde facia katlanarak büyür,” dedi.
Kaçak yapılaşmanın getirdiği tedbirsizlik kültürünün bir an önce son bulması gerektiğini belirten Balkan, “Denetimsizlik, her büyük felaketin ortak nedenidir,” ifadelerini kullandı.
“VAN’DAKİ HER BİNANIN KİMLİĞİ ÇIKARILMALI”
İMO Van Şubesi, kentte bir an önce kapsamlı bir yapı envanteri çıkarılması gerektiğini gündeme getirdi.
Balkan, sokak taraması yöntemiyle binaların durumunun tespit edilmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi:“Her mahallenin risk haritası çıkarılmalı. Bu, sadece mühendislerin değil, yerel yönetimlerin, üniversitelerin ve meslek odalarının ortak sorumluluğudur. Her yapının bina kimliği oluşturulmadan, deprem öncesi hazırlıklar sağlıklı ilerleyemez.”
Balkan ayrıca, vatandaşın kentsel dönüşüme ikna edilmesi gerektiğini vurguladı:“Bir bina ağır hasarlıysa, vatandaşı dönüşüme teşvik edecek sosyal destekler (kira yardımı gibi) sunulmalıdır. Aksi halde insanlar ekonomik kaygılar nedeniyle riskli yapılarda yaşamaya devam eder.”
“DEPREM DEĞİL, ÖNLEM ALMAMAK ÖLDÜRÜR”
Balkan, deprem tehlikesinin değil, alınmayan önlemlerin ölümcül olduğunu belirterek şu uyarıda bulundu:“Artık deprem sonrası yardım döneminden çıkıp, deprem öncesi hazırlık dönemine geçmeliyiz. Doğru zemine, mühendislik hizmetiyle ve denetimle inşa edilmiş bir bina, en şiddetli depremde bile can kaybına yol açmaz. Ama aynı deprem, ihmalle yapılmış bir binayı birkaç saniyede yerle bir eder.”
“KENTTEKİ HER BİREY SORUMLULUK ALMALI”
Van’ın bir deprem kenti olduğunun altını çizen Balkan, son olarak şu çağrıyı yaptı:“Deprem doğaldır, yıkım insan kaynaklıdır. Deprem öldürmez, tedbirsizlik öldürür. Bu kentin artık beklemeye vakti kalmamıştır. Her kurum, her birey bu kent için sorumluluk almalıdır. Afetlere dirençli kentler ancak ortak akılla inşa edilir.”