Vanlı doğasever Ferzender Coşar, yılanlardan kaplumbağalara, sansarlardan balıklara kadar birçok canlıyla kurduğu dikkat çekici iletişimle görenleri şaşırtıyor. Doğada ses çıkarmadan anlaşabildiğini söyleyen Coşar, “Onlar beni tanıyor, ben de onları” diyerek yıllardır süren dostluğunu anlatıyor.
Van’da yaşayan 63 yaşındaki Ferzender Coşar, canlılarla kurduğu olağanüstü bağ sayesinde “Vanlı Kaplumbağa Terbiyecisi” olarak anılıyor. Yıllardır Van Gölü çevresinde yaptığı gözlemlerle doğayla adeta bir dil geliştiren Coşar, hayvanların güvenini kazanarak kurduğu ilişkileri hem anlattı hem de belgeledi.
YALNIZCA GÖZLEMCİ DEĞİL
Ferzender Coşar, doğayla bağ kurma hikâyesini çocukluğuna dayandırıyor. Ancak son yıllarda özellikle Van Gölü havzasındaki canlılarla kurduğu bağ, gözlemciliğin ötesine geçmiş. Yılanları, sansarları, kurbağaları ve kaplumbağaları elleriyle besleyen Coşar, şunları söyledi: “Sütün içine ekmek doğrayıp araziye bıraktığımda yılanlar kokusunu üç kilometreden alıp geliyor. Kurbağalar, balıklar, kaplumbağalar birlikte yemleniyor. Aramızda bir bağ var. Ben onları incitmem, onlar da beni.” Doğadaki her canlının insan niyetine karşılık verdiğini savunan Coşar, zararsız yaklaştığında hiçbir hayvanın kendisine saldırmadığını belirtti.
KAPLUMBAĞALARLA KURULAN İLETİŞİM
Coşar’ın en özel bağı ise Van Gölü çevresinde yaşayan kaplumbağalarla. Özellikle suyun çekildiği dönemlerde daha fazla iletişim kurduğunu belirtiyor. Hatta parmağını ekmek sanıp ısıran kaplumbağaların görüntülerini kayda almış:“Suya elimi uzattığımda hemen etrafımda toplanıyorlar. Biri parmağımdan tutup bırakmadı. O anı kameraya çekenler oldu. Olağanüstü bir şeydi.”
Van Gölü çevresinde üç farklı kaplumbağa türü yaşadığını söyleyen Coşar, bu türleri detaylıca şöyle aktardı:
SU KAPLUMBAĞASI: Sürekli suda yaşar, karın kısmı kırmızı çizgilidir.
YARI SU-YARI KARA TÜRÜ: Hem suda yüzebilir hem karada gezebilir.
KIRAŞ KAPLUMBAĞASI: Susuzluğa dayanıklıdır, yalnızca karada yaşar.
Yumurtlama dönemlerinden yavruların doğumuna kadar tüm süreci yakından izleyen Coşar, kaplumbağaların doğal düşmanlarının martılar, kargalar ve “gacala” adı verilen benekli kuşlar olduğunu da ifade etti.
“SESSİZCE YAKLAŞ, DOĞA SENİ KABUL EDER”
Ferzender Coşara göre doğayla kurulan iletişimin temelinde “sessizlik ve iyi niyet” yatıyor. Onun dünyasında hayvanlar kelimelerle değil, niyetle anlıyor. Bu yüzden doğayla konuşmak yerine onu “hissetmek” gerekiyor. Coşar, “Sanki onlarla konuşuyorum. Kimseyi ürkütmem, zarar vermem. Bunu anlıyorlar. Zaten doğa senin enerjini hisseder. İnsan niyet edince doğa da açılır. Videolarım sosyal medyada binlerce kişi tarafından izlendi.
BİLİM İNSANLARININ DA DİKKATİNİ ÇEKTİ
Van’ın Erek Dağı’nda ve Erciş çevresinde yaptığı gözlemler sayesinde akademisyenlerin de ilgisini çektiğini dile getiren Coşar, zaman zaman profesörlerle doğa üzerine sohbetler yaptığını ve gözlemlerini paylaştığını belirterek şunları söyledi: “Bir profesör bana ‘Sende bir numara var’ dedi. Ben de şaka yaptım, ‘zehir mi yapıyorum acaba?’ diye. Ama aslında işin sırrı doğaya saygı duymakta.”
“DOĞAYI KORUYALIM”
Coşar son olarak Van Gölü’nün korunması gerektiğini belirterek konuşması şu sözlerle tamamladı: “Van Gölü Havzası, Türkiye'nin en zengin biyoçeşitlilik alanlarından biri. Ancak iklim değişikliği, kuraklık ve insan müdahalesi gibi nedenlerle birçok tür tehdit altında. Bazı türler şimdiden yok oldu. Elimizde kalanları da kaybetmeyelim. Lütfen hayvanlara zarar vermeyin.”