Van'da 19 yıldır bilişim sektöründe çalışan Bilgin Berge, yapay zekanın doğru kullanılmadığında toplumsal tehdit oluşturabileceğini belirterek, etik ilkeler ve şeffaf denetim çağrısında bulundu.
Yapay zeka (YZ) artık sadece bilim kurgu filmlerinde değil, hayatımızın her alanında karşımıza çıkıyor. Dünya genelinde hızla yaygınlaşan bu teknoloji, sağlıkta teşhisten ekonomide risk analizine, otomotivden tarıma kadar pek çok sektörde dönüşüm yaratıyor. Peki, bu küresel trend Türkiye'de ve özellikle Van'da hangi noktada? Uzmanlar ve veriler ışığında, yapay zekanın durumu ne.
TÜRKİYE'DE YAPAY ZEKA ATILIMI: VERİLER NE SÖYLÜYOR?
Türkiye'de yapay zeka alanında son yıllarda önemli adımlar atıldı. TÜBİTAK'ın desteklediği projeler, üniversitelerin bu alandaki çalışmaları ve özel sektörün yatırımları, Türkiye'nin YZ ekosistemini güçlendiriyor. Özellikle eğitim, sağlık ve finans sektörleri, YZ uygulamalarını en hızlı adapte eden alanlar arasında. Örneğin, hastanelerde tıbbi görüntülerin analizinde kullanılan YZ algoritmaları, bankacılıkta dolandırıcılık tespiti için kullanılan sistemler ve e-ticaret sitelerindeki kişiselleştirilmiş ürün önerileri, bu dönüşümün somut örnekleri.
VAN'IN YAPAY ZEKA POTANSİYELİ
Van, gelişen teknoloji altyapısı ve genç nüfusuyla yapay zeka alanında önemli bir potansiyel taşıyor. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nin bu alandaki akademik çalışmaları ve yerel girişimcilerin projeleri, kentin teknolojiye olan ilgisini gösteriyor. Özellikle tarım ve hayvancılık, Van için YZ'nin en çok fayda sağlayabileceği sektörler olarak öne çıkıyor. Toprak analizleri, ürün verimi tahmini ve hayvan sağlığının takibi gibi konularda YZ destekli sistemler, çiftçilerin daha verimli üretim yapmasına olanak tanıyabilir. Ayrıca, yerel turizm ve e-ticaret sektörleri de YZ destekli pazarlama ve müşteri hizmetleri çözümleriyle büyüyebilir.
Ancak, her teknolojide olduğu gibi yapay zeka da belirli riskler taşıyor. Bilişim uzmanı Bilgin Berge'nin belirttiği gibi, etik kurallar, veri güvenliği ve doğru denetim mekanizmaları olmadan YZ'nin zararlı etkileri de ortaya çıkabilir. Bu nedenle, YZ'nin yerel ekonomiye ve topluma entegrasyonu sürecinde bilinçli ve şeffaf adımların atılması büyük önem taşıyor. Yapay zeka, doğru kullanıldığında Van için de yeni fırsatlar ve gelişim alanları yaratabilir
Konuya dair konuşan, Bilişim uzmanı Bilgin Berge, yapay zekanın (YZ) hayatı kolaylaştıran bir araç olmasının yanında, doğru kullanılmadığı takdirde ciddi riskler barındırdığını belirtti. Berge, "Yapay zeka, doğru yönlendirilmezse zararlı olabilir" diyerek, bu teknolojinin insanlık yararına gelişimi için etik kurallar ve denetim mekanizmalarının şart olduğunu vurguladı.
"İŞİMİZ YOK OLMAYACAK, DÖNÜŞECEK"
Berge, yapay zekanın bazı rutin işleri devralacağını, ancak bunun işsizliğe yol açmayacağını, aksine yeni mesleklerin ortaya çıkmasını sağlayacağını söyledi. "Yapay zeka işimizi elimizden almayacak, dönüştürecek" diyen Berge, bu yeni çağa uyum sağlamak için sürekli eğitim ve dijital yetkinliklerin geliştirilmesi gerektiğini belirtti. Ona göre, doğru şekilde yönetilirse YZ, üretkenliği ve yaratıcılığı artıracak bir ortak haline gelecek.
Konuşmasında yapay zekanın iyi ve kötü yanlarını da sıralayan Berge, sağlıkta erken teşhis, kişiye özel eğitim ve riskli işlerin otomasyonu gibi faydaların altını çizdi. Öte yandan, veri güvenliği, mahremiyet ihlalleri, yanlış bilgi yayılımı ve güvenlik tehditlerinin de YZ'nin beraberinde getirdiği riskler olduğunu vurguladı. Berge, yapay zekanın yalnızca bir fırsat ya da tehdit olarak görülmemesi gerektiğini belirterek, "Etik kurallar, şeffaflık ve denetim çerçevesiyle insan yararına yönlendirmek en doğru yaklaşım olacaktır" diyerek sözlerini tamamladı.