Van Gölü’nün ortasında, tarihi ve mistik havasıyla görenleri büyüleyen Akdamar Adası ve üzerindeki Akdamar Kilisesi, son dönemlerde hem turizm hem de kültürel miras açısından yeniden gündemin merkezine oturdu.
915-921 yılları arasında Ermeni Kralı I. Gagik tarafından inşa ettirilen Akdamar Kilisesi, yüzyıllar boyunca Gregoryan Ermeniler için bir ibadet merkezi olarak hizmet verdi. 1918 sonrası kaderine terk edilen kilise, 2005 yılında başlayan restorasyon süreciyle yeniden ayağa kaldırıldı ve 2007’den itibaren “anıt müze” statüsüyle ziyarete açıldı. Ancak bugünlerde, kilisenin yalnızca bir müze olarak mı kalması gerektiği, yoksa tekrar bir inanç merkezi olarak işlev görüp göremeyeceği tartışmaları alevlenmiş durumda.
Vanlı turizmci Murat Beyaz, hem Akdamar Kilisesi’nin geçmişteki ibadet merkezi kimliğine atıfta bulundu hem de günümüzde yaşanan ziyaretçi düşüşüne dikkat çekti. Özellikle İranlı turistlerin adaya olan ilgisinin azalmasında yüksek giriş ücretlerinin etkili olduğunu belirten Beyaz, bu durumun turizm gelirlerinin yanı sıra tarihi yapının tanıtımını da olumsuz etkilediğini ifade etti.
YÜKSEK GİRİŞ ÜCRETLERİ TURİZMİ VURUYOR
Son yıllarda Akdamar Adası’na olan ziyaretlerde kayda değer bir düşüş yaşandığını vurgulayan Murat Beyaz, bu azalışın en temel nedenlerinden birinin yüksek giriş ücretleri olduğunu söyledi. Özellikle ekonomik dalgalanmalar nedeniyle daha hassas bir bütçeye sahip olan İranlı turistlerin bu ücretleri karşılamakta zorlandığını belirten Beyaz, “Pek çok turist artık adaya çıkmak yerine sadece tekneyle etrafında dolaşıyor. Bu da hem doğrudan turizm gelirlerinde kayba neden oluyor hem de Akdamar’ın uluslararası alanda tanıtımını zorlaştırıyor” dedi.
“GİRİŞ ÜCRETLERİ DEĞERLENDİRMELİ”
Beyaz, giriş ücretlerinin yeniden değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, bu konuda yerel yönetimlerin ve merkezi idarenin turizm politikalarında daha duyarlı davranması gerektiğini ifade etti. “Van’a gelen bir turist Akdamar’ı görmeden dönmemeli. Ama şu anki şartlarda birçok turist sadece uzaktan bakmakla yetiniyor” diyerek mevcut uygulamaların gözden geçirilmesi çağrısında bulundu.
AKDAMAR KİLİSESİ: SADECE MÜZE Mİ, YENİDEN İNANÇ MERKEZİ OLABİLİR Mİ?
Akdamar Kilisesi, 2007 yılından bu yana “anıt müze” olarak hizmet veriyor ve 2010’dan bu yana yılda bir kez Ermeni ayinine ev sahipliği yapıyor. Ancak Murat Beyaz, bu sembolik ayinin yeterli olmadığını savunuyor. Kilisenin tarih boyunca önemli bir inanç merkezi olduğunu hatırlatan Beyaz, mevcut müze statüsünün bu köklü geçmişi gölgelediğini söyledi. “Kilise, yüzyıllar boyunca bir ibadet mekanıydı. Bugünse duygusal ve ruhani anlamda bu bağ zedelenmiş durumda,” diyen Beyaz, bu durumun özellikle Ermeni cemaatine mensup ziyaretçilerin yapı ile kurabileceği bağları da sınırladığını ifade etti.
“AKDAMAR İNANÇ BOYUTUNDA ETKİN KULLANILABİLİR”
Efes’teki Meryem Ana Kilisesi’ni örnek gösteren Beyaz, Akdamar Kilisesi’nin de hem ibadete açık hem de turizme katkı sunan bir merkez haline getirilebileceğini savunuyor. Beyaz, “Meryem Ana Kilisesi, Hristiyanlar için kutsal bir yer olduğu kadar, aynı zamanda önemli bir turistik destinasyon. Akdamar da benzer bir modelle hem kültürel hem de inanç boyutunda çok daha etkin kullanılabilir” dedi. Beyaz’a göre bu dönüşüm, yalnızca bölgesel değil, küresel ölçekte de Van’ın görünürlüğünü artırabilir.
VAN’IN GİZLİ KALMIŞ İNANÇ TURİZMİ POTANSİYELİ
Murat Beyaz’ın altını çizdiği bir diğer önemli nokta ise Van’ın inanç turizmi açısından barındırdığı büyük fakat yeterince değerlendirilmeyen potansiyel oldu. Sadece Akdamar Adası değil, tüm Van Gölü Havzası’nın tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yaptığını hatırlatan Beyaz, bu geçmişin ardında çok sayıda kutsal ve tarihi yapının kaldığını belirtti.
Başkale’deki sinagog kalıntıları, İslam alimi Said-i Nursi ile ilişkilendirilen mekanlar, Ahlat’taki tarihi türbeler, bilinmeyen onlarca Ermeni manastırı gibi yapılar, Van’ın zenginliğinin yalnızca küçük bir kısmını oluşturduğunu söyleyen Beyaz, “Başkale'deki Aziz Bartolomaos Manastırı, Erek Dağı eteklerindeki Yedi Kilise gibi yapılar tanıtılsa, Van inanç turizminin başkenti olabilir” dedi.
"VAN TURİZMİ DÜNYAYA TANITILAMIYOR"
Beyaz, katıldıkları uluslararası turizm fuarlarında bile “Van neresi?” sorusuyla karşılaştıklarını ve bunun utanç verici bir durum olduğunu dile getirdi. “Tanıtım yapılmadıkça turizm gelişmez. Sadece doğayla, sadece gölle tanıtım olmaz. Bu bölgenin çok katmanlı bir kültürel mirası var ve biz bunu dünyaya anlatamıyoruz” şeklinde konuştu.