Yüzyılın başında Van'da Ermeniler nerede yaşıyordu? Bölgedeki şaşırtıcı nüfus dağılımı ve tarih boyunca konuşulan yerleşimler...
Osmanlı İmparatorluğu’nun doğusundaki önemli vilayetlerden biri olan Van, 20. yüzyılın başlarına gelindiğinde çok kültürlü ve çok dilli bir yapıya sahipti. Bu yapının en dikkat çeken unsurlarından biri de Ermeni nüfustu. Van Vilayeti, tarih boyunca Ermenilerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerden biri olarak biliniyor. 1914 yılına ait Osmanlı nüfus sayımına göre vilayetteki Ermeniler, bazı kazalarda nüfusun neredeyse yarısına yakınını oluşturuyordu.
VAN ŞEHRİ VE ÇEVRESİNDEKİ ERMENİ YOĞUNLUĞU
1914 verilerine göre Van şehir merkezinin yaklaşık yüzde 35’i Ermeni nüfustan oluşuyordu. Bu oran, şehirdeki Ermenilerin sadece sosyal değil, kültürel ve ekonomik yaşamda da etkin bir rol oynadığını gösteriyor. Van merkez dışında Ermenilerin en yoğun yaşadığı yerlerden biri Erciş kazasıydı. Burada Ermeni nüfusu yüzde 64’e kadar ulaşıyordu. Aynı şekilde Bahçesaray’da Ermenilerin oranı yüzde 48, Çatak’ta yüzde 37, Başkale’de ise yüzde 18 civarındaydı. Bu oranlar, Van Vilayeti'nin demografik yapısında Ermenilerin ciddi bir ağırlığa sahip olduğunu ortaya koyuyor.
ERMENİ YERLEŞİMLERİNİN ODAĞI
Ermeni yerleşimleri genellikle Van Gölü çevresinde ve dağlık bölgelerde yoğunlaşmıştı. Van’ın Havasor, Gedikbulak ve Arçak adlı alt bölgeleri Ermeni nüfusunun toplandığı yerleşimler arasındaydı. Ayrıca Şatak (bugünkü Çatak), Artiş (Erciş), Bahçesaray ve Başkale gibi kırsal alanlarda da Ermeniler güçlü topluluklar oluşturmuşlardı. Bu bölgeler, hem nüfus yoğunluğu hem de yerel örgütlenme düzeyi açısından dikkat çekiyordu.
TARİHSEL SÜREÇ VE SİYASİ GERİLİM
yüzyılın sonlarından itibaren Ermenilerin yaşadığı bu bölgelerde, Armenakan, Hınçak ve Taşnaksutyun gibi siyasi örgütler faaliyet göstermeye başlamıştı. Bu yapılar, Ermeni nüfusun kendi haklarını savunmak ve zamanla bağımsızlık hedeflerine ulaşmak amacıyla örgütlendiği yapılar olarak öne çıktı. Siyasi hareketlilik ve Osmanlı merkezi yönetimiyle yaşanan gerilim, 1915 yılında Van İsyanı ile zirveye ulaştı. Bu isyan, yalnızca bir askeri çatışma değil, aynı zamanda bölgedeki sosyo-demografik dengenin de sarsılmasına yol açtı.