Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğu hakkında daha önce verdiği ihlal ve tahliye kararının yeniden değerlendirilmesi talebiyle Adalet Bakanlığı tarafından yapılan itirazı reddetti. AİHM'in bu kararıyla birlikte, Demirtaş hakkındaki ihlal ve tahliye kararı kesinleşmiş oldu.
HUKUKİ SÜREÇTE KESİN KARAR
AİHM, 8 Temmuz 2025 tarihli kararında, Demirtaş’ın Kobanî Davası kapsamındaki tutukluluğunun haksız olduğunu, yargılamadaki ihlalleri ve tutukluluğun siyasi saiklerle devam ettirildiğini açıkça belirtmişti. Türkiye, bu karara 8 Ekim'de itiraz etmişti. Bugün (4 Kasım 2025) karara bağlanan süreçte, AİHM itirazı geri çevirdi ve böylece Demirtaş’ın tahliye edilmesi yönündeki karar hukuken bağlayıcılık kazandı.
DEMİRTAŞ’TAN 'KARDEŞLİK HUKUKU' VURGUSU
AİHM'in kesin kararının ardından Selahattin Demirtaş, sosyal medya hesabı üzerinden kendi el yazısıyla bir açıklama yayımladı. Demirtaş, açıklamasında kararın önemine dikkat çekerek şunları kaydetti:
"AİHM kararı elbette önemlidir ve hukuken bağlayıcıdır. Ancak sadece bizim açımızdan değil, 86 milyon yurttaşımız açısından kendi aramızdaki 'kardeşlik hukuku' her şeyden kıymetlidir. Kardeşlik hukuku da eşitçe, özgürce, adaletle ve barış içerisinde bir arada yaşamamızı perçinleyecek sosyal, ekonomik, hukuki çalışmaları yapıp adımlar atmamızla güçlenir."
Demirtaş, meselelerin ortak gelecek ve ortak akıl kavramları üzerinden ele alınması gerektiğini belirterek, "Atılacak her adımın barışa, huzura ve refaha hizmet etmesi dileğiyle, özgür günlerde görüşebilmek umuduyla, selam ve sevgilerimi gönderiyorum," ifadelerini kullandı.
DEM PARTİ'DEN VAKİT KAYBETMEYİN ÇAĞRISI
DEM Parti de AİHM'in kesinleşen kararı üzerine bir açıklama yayımladı. Parti, kararın kesinleştiğine vurgu yaparak yetkililere seslendi:
"AİHM’in bugün yapılan görüşmesinde iktidarın bu itirazı RET edildi. Başta Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ olmak üzere arkadaşlarımızla ilgili bugüne kadar verilmiş çok sayıda AİHM kararı da dikkate alınarak ve en son AİHM’in 8 Temmuz 2025 tarihli kesinleşen kararı gözetilerek arkadaşlarımız vakit geçirilmeden serbest bırakılmalıdır."
