DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin demokratik geleceği için eşit yurttaşlık temelinde yeni bir anayasa çağrısında bulundu. Bakırhan, başta AK Parti olmak üzere tüm siyasi partileri barış süreci ve toplumsal rızanın büyütülmesi konusunda daha fazla sorumluluk almaya davet etti.
“Kendi Senaryomuzu Yazalım”
Konuşmasında, demokratik ve kapsayıcı bir anayasa sürecinin toplumsal barışın temeli olduğunu belirten Bakırhan, “Bin yıllık kardeşliğimizi eşit yurttaşlığa dayalı bir anayasa ile güvence altına alabiliriz” dedi. Orta Doğu halklarının ilk defa kendi senaryosunu yazma fırsatı yakaladığını vurgulayan Bakırhan, “Başkalarının yazdığı senaryoda olsa olsa figüran olunur” ifadelerini kullandı.
“DEM Parti Kimsenin Yedeği Değil, Üçüncü Yolun Temsilcisidir”
Siyasi mücadelenin kişisel değil toplumsal hedefler doğrultusunda şekillenmesi gerektiğini ifade eden Bakırhan, DEM Parti’nin “üçüncü yol” siyaseti izlediğini vurguladı. “Ne eski vesayete sığınırız ne de mevcut merkezileşmeyi kabulleniriz. Biz demokratik siyasetin kurucu unsuruyuz” dedi.
“Toplumsal Rızayı Sadece Biz mi Büyüteceğiz?”
Bakırhan, barış sürecine dair yapılan çalışmaların sadece DEM Parti’nin omuzlarında taşınamayacağını söyledi. AK Parti başta olmak üzere tüm partileri cesur olmaya ve sürece destek vermeye çağırdı. “Seçim zamanı gelip oy isteyenler, şimdi neden Siirt’in Şirvan’ına, Kars’ın Digor’una uğramıyor?” diye soran Bakırhan, “Toplumsal rızayı büyütmek sadece bizim işimiz mi?” diye ekledi.
Hasta Tutuklular ve İnfaz Yasasına Tepki
Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine de dikkat çeken Bakırhan, hasta tutukluların durumunu “vicdanları sızlatan acı bir gerçek” olarak tanımladı. Adalet Bakanlığı verilerine göre son 515 günde bin 26 tutuklunun yaşamını yitirdiğini ifade ederek, infaz yasasında demokratik standartlara uygun değişiklikler yapılması çağrısında bulundu.
“Kayyumlar Demokrasiye Aykırıdır”
Yerel yönetimlere yönelik kayyum uygulamalarının halkın iradesine açık müdahale olduğunu belirten Bakırhan, bu uygulamanın sonlandırılmasının Türkiye demokrasisi için hayati önemde olduğunu söyledi.
“Medyanın Dili Değişmeli”
Konuşmasının sonunda medyanın kullandığı dile de tepki gösteren Bakırhan, çözüm sürecinin güçlenmesi için yapıcı ve barışçıl bir dilin benimsenmesi gerektiğini belirtti. “Barış dilde başlar, toplumda hayat bulur” diyen Bakırhan, medyada hâlâ zehirli ve tahrik edici bir dilin hâkim olduğunu ifade etti.
