Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Van’da yaptığı açıklamalarda Türkiye ve Van gündemine ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Babacan, “Bu kadim şehrimiz çok daha iyi yönetilmeyi hak ediyor. Çok daha temiz, bakımlı bir şehir olmayı hak ediyor” dedi.
Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, bir dizi ziyaret ve temaslarda bulunmak üzere Van’a geldi. Partisinin Van İl Başkanı Av. Ahmet Sönmez’in düğün törenine katılmak için kente gelen Babacan, düğün öncesi kent merkezinde bulunan bir otelde düzenlediği basın toplantısında gazetecilere açıklamalarda bulundu. Babacan, açıklamasında orman yangınlarından ekonomik sorunlara, çözüm sürecinden Van’daki çevre yolu problemine kadar birçok başlıkta değerlendirmelerde bulundu.
“ÜLKEMİZ SIKINTILI BİR DÖNEMDEN GEÇİYOR”
Ali Babacan, açıklamalarına ülkenin genel durumu ile başlayarak, “Biliyorsunuz ülkemiz oldukça zor bir dönemden geçiyor. Son haftalarda, özellikle son iki ayda orman yangınlarının çok sıklaştığı ve yoğunlaştığı günlerden geçiyoruz. Ciğerlerimiz yanıyor. Çok sayıda vatandaşımızı kaybettik. Yangınlarla mücadele ederken hayatını kaybeden orman şehitlerimiz var. Yangın söndürme mücadelesine çalışırken hayatını kaybeden sivil vatandaşlar var. Onların hepsine ben buradan tekrar Allah'tan rahmet diliyorum. Ailelerine başsağlığı diliyorum. Gerçekten ülkemiz için sıkıntılı bir dönemdeyiz” dedi.
“YANGINLARIN SEBEPLERİNDE BELİRSİZLİK VAR”
Yangınların nedenleri hakkında toplumun yeterince bilgilendirilmediğini ifade eden Babacan, “Orman yangınları denince tabii ilk akla gelen iklim değişikliği, küresel ısınma. Fakat bunun dışında kazayla, işlem dışı ama ihmalle ortaya çıkan yangınlardan söz etmek mümkün. Bir de tabii kasıttan söz etmek mümkün. Şu anda bu süreç tamamen iktidarın kontrolünde gittiği için ve süreç dönem dönem çok da şeffaf işlemediği için bu yangınların sebebiyle alakalı ülkemizde ciddi bir belirsizlik, bir kafa karışıklığı var. Ancak yangın çıktığı anda alınacak tedbir son derece önemli” ifadelerini kullandı.
“YANGINLAR İÇİN MECLİS OLAĞANÜSTÜ TOPLANMALI”
Babacan, yangınlara karşı mücadelede yalnızca yürütmenin değil, yasamanın da aktif rol oynaması gerektiğini savundu:
“Yeteri kadar plan, program yapıldı mı? Bu orman yangınlarına karşı ilgili birimler, yerel yönetimler olsun, merkezi hükümet birimleri olsun, sivil inisiyatif olsun ne kadar hazır, ne kadar birbiriyle koordineli? Bu konularda da bilinmeyen çok şey var. Bu kadar bilinmeyeni içeren bir konunun sadece iktidarın yönetimiyle ve sadece iktidarın kendi iç denetleme mekanizmalarıyla devam etmesini biz uygun görmüyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bu denetim fonksiyonunu yerine getirmek ve bu orman yangınlarıyla ilgili kapsamlı bir araştırma yapmak üzere göreve çağırıyoruz. Meclisin mutlaka olağanüstü bir toplantı yapması gerekir ve orman yangınlarıyla ilgili bir araştırma komisyonu kurulması gerekir.”
“EKONOMİ ÜLKENİN BİR NUMARALI GÜNDEMİ OLMAYA DEVAM EDİYOR”
Babacan, vatandaşların temel gündeminin ekonomik zorluklar olduğunu belirterek, “Vatandaşlarımıza sorduğumuz zaman en önemli sorun nedir diye sorduğumuzda genelde ekonomiyle ilgili, geçim sıkıntısıyla ilgili, yoksullukla ilgili sorunları bize anlatıyorlar. En büyük problemimiz nedir diye sorduğumuzda vatandaşlarımız işsizliktir diyor, yoksulluktur diyor. Türkiye'nin gündemi ne olursa olsun bu yoksulluk gündemini ve işsizlik gündemini unutturmayacağız” şeklinde konuştu.
“ÇÖZÜM SÜRECİ BAŞARI ŞANSI VARSA DESTEKLENMELİ”
Babacan, çözüm sürecine ilişkin de dikkat çekici ifadeler kullandı. Sürecin dikkatli yürütülmesi gerektiğini belirterek, “Bu sürecin şu andaki safhasına baktığımızda örgütün kendini feshetme kararı aldığı, silahları bırakmaya başladığı ve bundan sonrası ile ilgili gerekli yasal düzenlemeleri konuşmak üzere de bir komisyonun kurulmaya başlandığı bir aşamadayız. Biz bu süreci çok önemsiyoruz. Eğer hatasız bir şekilde yürütülürse, dikkat edilirse, dışarıdan engellenmezse bu sürecin Türkiye'deki çok önemli kadim sorunlardan birisi olan terör sorununu, şiddet sorununu bitirmek için bir fırsat olabileceğini değerlendiriyoruz. Bu süreç yüzde 5 ihtimalle bile başarılı olsa yine de biz o yüzde 5 ihtimali destekleriz dedik” dedi.
“SİYASİ İRADE VE CESARET ŞART”
Sürecin başarısı için siyasi liderliğin önemini vurgulayan Babacan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı yeterli sahiplenme göstermemekle eleştirdi:
“Her ne kadar iktidar ortağı Sayın Bahçeli bu süreci başlattıysa da iktidarın diğer ortağı, yani Sayın Erdoğan süreci çok geç sahiplenmeye başladı. Aylar sonra yavaş yavaş deneye deneye bu işin içine girmeye başladı. Ve nihayetinde de hâlâ bugün itibariyle aslında bir ayağının trenin içinde, bir ayağının da trenin dışında olduğunu görüyoruz. Bu iş siyasi irade ortaya konmadan, siyasi cesaret ortaya konmadan çözülebilecek bir iş değildir.”
“MUHALEFETİN SÜRECE DAHİL OLDUĞU KOMİSYON KURULMALI”
Meclis çatısı altında kurulacak bir komisyonun sürece toplumsal meşruiyet kazandıracağını belirten Babacan, “Mecliste muhalefetin de içinde olduğu ve muhalefet partilerinin de söz sahibi olduğu bir komisyonun kurulmasını biz sağlıklı görüyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisi, toplumsal temsil açısından çok geniş bir güce sahip. Bu yüksek temsil gücüyle bu önemli konunun her yönüyle masaya yatırılması, artısıyla eksisiyle değerlendirilmesi ve atılacak adımların önce toplumsal uzlaşma oluşturulduktan sonra atılması çok kritik olacaktır” dedi.
“VAN ZENGİNLİKLERİYLE OLDUĞU KADAR SORUNLARIYLA DA ÖNE ÇIKIYOR”
Konuşmasının son bölümünde Van’a ilişkin değerlendirmelerde bulunan Babacan, ilin tarihi, kültürel ve doğal zenginliklerine dikkat çekerek, “Bugün Van’dayız. Bu kadim şehrimizdeyiz. Nice medeniyetlere ev sahipliği yapmış, nice medeniyetlerin derin izler bıraktığı bir şehirdeyiz. Tarihi ile, kültürü ile aslında çok zengin bir ildeyiz. Doğal güzellikleri ile çok zengin bir ildeyiz. Ama ekonomik şartları da bir o kadar zor bir ildeyiz” dedi.
“2024 YILINDA 600 ESNAF KEPENK KAPATTI”
Van’daki ekonomik sıkıntılara dair somut bir veri paylaşan Babacan, “İstatistiklere baktığımızda sadece rakamlara yansıyan 2024 yılında 600 esnafımız zamanında kepenk kapatmış arkadaşlar. 600 esnafımız işi bırakmak zorunda kalmış. Yani bu aslında genel ekonomik şartların ne kadar zor olduğunu gösteriyor. Bu bize Van'da işsizliğin ve yoksulluğun ne kadar yaygın olduğunu gösteriyor” diye konuştu.
“ÇEVRE YOLU HÂLÂ TAMAMLANMADI”
Kentte yıllardır çözülemeyen ulaşım sorunlarına dikkat çeken Babacan, “Van'ın altyapı sorunları maalesef çok yavaş yavaş çözüle çözüle ilerliyor. Çok yavaş. Çevre yolu hâlâ tamamlanmadığı için ulaşım hâlâ problem. Her gelişimde bakıyorum acaba bir gün şöyle toz toprak olmayan, şöyle pırıl pırıl bir Van şehir merkezi görebilecek miyim diye, ama her defasında hayal kırıklığına uğruyorum” dedi.
“VAN ÇOK DAHA İYİ YÖNETİLMEYİ HAK EDİYOR”
Yerel ve merkezi yönetimler arasındaki koordinasyona değinen Babacan, Van’ın daha fazla hizmet alması gerektiğini vurgulayarak, “Bu tamamen biliyorsunuz yerel hizmetlerin, tabii ki merkezi hükümet birimleri ile de koordineli çalışıp çalışmadığı ile ilgili bir konu. Bu tabii ki Van'a ne kadar mali kaynak ayrıldığıyla, ne kadar ayrılmadığıyla ilgili bir konu. Ama bu kadim şehrimiz çok daha iyi yönetilmeyi hak ediyor. Çok daha temiz, bakımlı bir şehir olmayı hak ediyor” ifadelerini kullandı.
“SAĞLIK SİSTEMİNDE CİDDİ SORUNLAR VAR”
Van’da da Türkiye genelinde olduğu gibi sağlık sisteminde ciddi aksaklıklar yaşandığını ifade eden Babacan, “Sağlıkla ilgili sorunlar tüm Türkiye'de olduğu gibi Van'da da maalesef oldukça yaygın. Hastanelerde randevu kuyruklarının uzaması, doktora erişimde özellikle bazı uzmanlık alanlarında uzman hekimlerimize ulaşamamakta ciddi sorunlar var. Bunları da arkadaşlarımız, Van teşkilatımız her gün burada yaşıyorlar. Bizlere bilgi veriyorlar, rapor alıyorlar” dedi.
“TÜRKİYE’NİN ÇÖZÜLEMEYECEK HİÇBİR SORUNU YOK”
Ülkenin doğru kadrolar tarafından yönetilmesi halinde her türlü sorunun çözülebileceğini ifade eden Babacan, “Tüm bunlar kritik konular. Ama çözümler de inanın o kadar zor değil. Yani bu büyük ve güzel ülke, bu kadim ülke iyi yönetildiğinde bu sorunların hepsini çok çabuk aşar. Türkiye'nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yok. Yeter ki dürüst ve ehil kadrolar iş başında olsun. Yeter ki ülke yönetiminde kararlar istişareyle alınsın” dedi.
“ADALET OLMADAN EKONOMİ OLMAZ”
Babacan, hukuk devleti ve ekonomi ilişkisine dikkat çekerek, “Temiz, dürüst, yetkin, ehliyetli, liyakatlı kadrolar olacak ve kararlar istişareyle alınacak. Devlet yönetimindeki en önemli ilkeler bu. Tabii ki ne yapacaksanız mutlaka adalet ilkesiyle, adil kararlarla yapacaksınız. Bunlara uyun, korkmayın. Eğer Türkiye’de hukuk konusunda, adalet konusunda bu kadar büyük vahim hatalar yapılmasaydı, Türkiye'nin ekonomisi rasyonalite çerçevesinde yönetilseydi, bugün açık söylüyorum 30 bin dolarlık milli gelire bu ülke ulaşmıştır” dedi.
“TÜRKİYE’NİN HAKKI 30 BİN DOLARLIK MİLLİ GELİR”
Türkiye’nin sahip olduğu potansiyeli tam olarak kullanamadığını ifade eden Babacan, “Türkiye'nin hakkı bugün itibariyle dünyaya baktığımızda kişi başına düşen milli gelirin 30 bin dolar olduğu bir ülke. Bizim hakkımız bu. Eğer Türkiye bunun hâlâ ancak yarısındaysa, bunun tek sebebi ülkenin son 10 yıldır kötü yönetiliyor oluşu. Başka bir sebebi yok” dedi.
“EKONOMİYİ TEK BAŞINA UZMANLAR DÜZELTEMEZ”
Ekonominin yalnızca teknik kadrolarla düzeltilemeyeceğini belirten Babacan, “Ekonomi önemli. Ama ben hep söylüyorum. Hukuk olmadan, adalet olmadan ekonomi olmaz. Gidin dünyadaki en iyi iktisatçıları, Nobel ödüllü iktisatçıları getirin. Bu ülkenin ekonomisini başına koyun. Kendi başlarına yapamazlar. Eğer ülkede her gün hukuk çiğneniyorsa, her gün adalet çiğneniyorsa, o ülkede ekonomik sorunlar asla çözülemez” dedi.
“ENFLASYONLA MÜCADELE TASARRUFLA OLUR”
Devlet harcamalarında israfa dikkat çeken Babacan, “Enflasyonla mücadele olmazsa olması tasarruftur. Tasarruf, tasarruf, tasarruf. Devlet tasarruf etmedikten sonra ülkede enflasyon düşmez. Bu kadar büyük bütçe açığı varken, devlet harcamalarından asla tasarruf edilmezken, sadece vatandaşın büyük bedeller ödemesiyle bu ülkede enflasyon düşmez” ifadelerini kullandı.
“ÇİFTÇİYE VERİLEN DESTEK FAİZİN ONDA BİRİ KADAR”
Kamuda kaynak dağılımındaki adaletsizliğe vurgu yapan Babacan, “Asgari ücretli, emekli çok büyük bedeller ödüyor. Türk Lirası cinsinden sabit maaşı olan, geliri olan herkes bu ülkede çok büyük bedeller ödüyor. Ama devleti yönetenlerin tasarruf adına attığı tek bir adım yok. Tam tersine devletin bütün harcamaları enflasyonun üstünde artıyor. Faiz dahil. Geçen seneki faiz ödemesi 1.3 trilyon, bu seneki faiz ödemesi 2 trilyon. Yüzde 50’den fazla artış var. Sadece faiz ödemeli. Çiftçiye verdikleri destek bu yıl 131 milyar. Faize ödedikleri 2 trilyon” dedi.
“ZENGİN DAHA ZENGİN, YOKSUL DAHA YOKSUL OLUYOR”
Babacan son olarak mevcut ekonomik sistemin sosyal adaleti zedelediğini belirterek şunları söyledi:
“Bu ülkede tarım düzelmiyor. Bu ülkede hayvancılıkla uğraşan üreticilerimizin yüzü gülmüyor. Parası olan daha çok paraya sahip oluyor. Serveti olan servetine servet katıyor. Yoksullar daha yoksul oluyor. Şu andaki uygulanan ekonomik modelin sonucu bu arkadaşlar. Ama dediğim gibi hepsinin çözümü var. Hepsinin çaresi var. Yeter ki dürüst, ehil insanlar bu ülkeyi yönetsin. Yeter ki ülke adaletle yönetilsin.”