Van’da son dönemde art arda yaşanan gıda zehirlenmesi vakaları, kentteki gıda güvenliği uygulamalarını yeniden tartışmaya açtı. Gıda Mühendisi Sedat Bayık, mevcut denetimlerin yeterince görünür olmadığını belirterek, halk sağlığının korunması amacıyla “renk kodlu gıda güvenliği sistemi” önerisini gündeme getirdi. Bayık, bu modelin hayata geçirilmesi durumunda Van’ın gıda güvenliği alanında Türkiye’ye ve dünyaya örnek olabileceğini ifade etti.
Kentte gıda denetimlerinin yapıldığını ancak sonuçların kamuoyuna açık ve izlenebilir biçimde paylaşılmadığını dile getiren Bayık, özellikle açıkta ve etiketsiz ürün satışlarının ciddi risk oluşturduğunu vurguladı. Yaşanan vakaların, mevcut uygulamaların yetersizliğini ortaya koyduğunu söyledi.
“VAN’DA HALK SAĞLIĞI AÇISINDAN CİDDİ RİSK BULUNUYOR”
Van’da uzun süredir denetimler yapılmasına rağmen vatandaşın bu denetimlerin sonuçlarını bilmediğini belirten Bayık, kentte önemli bir gıda güvenliği sorunu olduğunu dile getirdi. Bayık, “Van’da denetimleri yetersiz buluyorum. Hatta Van’da ciddi bir gıda güvenlik problemi var. Halk sağlığı ciddi tehdit altında. Bunun temel nedeni de etiketsiz ürünlerin satılması ve denetimlerin göstermelik kalmasıdır.” ifadelerini kullandı.
AÇIKTA VE UYGUN OLMAYAN TAŞIMA ŞARTLARI GÜNDEMDE
Araç kasalarında taşınan etler ile açıkta satılan tatlı, süt ve süt ürünlerinin sık sık gündeme geldiğini hatırlatan Bayık, bu uygulamaların yürürlükteki mevzuata aykırı olduğunu söyledi. 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’na dikkat çeken Bayık, “Mevzuat çok açık. Gıda ürünlerinin standartlara uygun şekilde taşınması ve etiketlenmesi gerekiyor. Arkası açık araçlarda taşınan etler, açıkta bulunan süt ve süt ürünleri uygun şartlarda muhafaza edilmediği için mikroorganizmaların çoğalmasına yol açar.” dedi.
PATOJEN MİKROORGANİZMALAR RİSKİ ARTIRIYOR
Uygun olmayan koşullarda muhafaza edilen gıdaların ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini vurgulayan Bayık, özellikle bazı patojenlere dikkat çekti. Bayık, “Salmonella, listeria monocytogenes, psödomonas gibi birçok patojen mikroorganizma bu ortamlarda hızla çoğalabilir. Bunlar özellikle çocuklar, yaşlılar ve hamile kadınlar için büyük risk teşkil etmektedir.” diye konuştu.
“VAKALAR GÖRÜNENDEN DAHA FAZLA”
Gıda zehirlenmesi vakalarının sanıldığından daha yaygın olduğunu belirten Bayık, bu olayların büyük bölümünün basına yansımadığını ifade etti. Bayık, “Basına yansıyan birkaç olay dışında gıda zehirlenmelerinin sayısı aslında oldukça fazla. Çevremizde de sıkça karşılaşıyoruz. Bu nedenle tüketicilerin bilinçli olması gerekiyor.” dedi.
TÜKETİCİLERE ALIŞVERİŞ UYARISI
Bayık, tüketicilerin alışveriş sırasında daha dikkatli davranması gerektiğini vurgulayarak, “Tüketiciler açıkta satılan ürünleri kesinlikle almamalı. Ürünlerin son tüketim tarihlerini mutlaka kontrol etmeli, etiket bilgilerine bakmalı. Uygun sıcaklıkta muhafaza edilmeyen ürünlerden de uzak durmaları gerekir.” uyarısında bulundu.
RENK KODLU MODELLE İZLENEBİLİRLİK HEDEFLENİYOR
Önerdiği renk kodlu sistemin temel amacının izlenebilirlik olduğunu belirten Bayık, bu modelle gıda güvenliğinde şeffaflığın sağlanabileceğini söyledi. Bayık, “Bizim için en önemli olan şey izlenebilirliktir. Eğer renk kodlu gıda güvenliği sistemini kurarsak, Van gıda güvenliği bağlamında Türkiye’nin ve dünyanın rol modeli olabilir.” ifadelerini kullandı.
İŞLETMELER RENKLERLE SINIFLANDIRILACAK
Sistemin sade ve anlaşılır olduğunu aktaran Bayık, renklerin anlamını şöyle açıkladı:
“Yeşil renk, bu işletmede denetimlerin yapıldığını ve hijyen kurallarına uyulduğunu gösterecek. Tüketici bu işletmelere gönül rahatlığıyla gidebilecek. Sarı ya da mavi renk, hijyen kurallarına genel olarak uyulduğunu ancak etiketsiz ya da üstü açık ürünlerin bulunduğunu, işletmenin daha dikkatli olması gerektiğini ifade edecek. Kırmızı renk ise hijyen kurallarına uyulmadığını ve denetimlerin yetersiz olduğunu gösterecek.”
“AMAÇ CEZA DEĞİL, İYİLEŞTİRME”
Renk kodlu uygulamanın cezalandırma amacı taşımadığını vurgulayan Bayık, sistemin teşvik edici bir yapıya sahip olduğunu belirtti. Bayık, “Bu sistem bir cezalandırma değil. Tamamen sorunları düzeltmeye, işletmeleri daha iyiye teşvik etmeye yönelik bir sistemdir. Vatandaş da kapıdaki renk koduna bakarak hangi işletmeden alışveriş yapacağına kendi karar verir.” dedi.
VAN İÇİN ÖRNEK MODEL VURGUSU
Sistemin uygulanması halinde Van’ın gıda güvenliği konusunda öncü bir kent olabileceğini ifade eden Bayık, “Eğer bu sistem uygulanırsa Van, Türkiye’nin gıda alanında rol modeli olabilir. Hatta bu uygulama dünyaya örnek olacak bir model haline gelebilir.” değerlendirmesinde bulundu.




