İstanbul'da CHP içindeki kurultay ve kongre sürecine dair yaşanan gelişmeler dikkat çekmeye devam ediyor. Son olarak, İstanbul İl Başkanlığı'na kayyum olarak atanan eski CHP Milletvekili Gürsel Tekin hakkında partiden ihraç açıklaması gelse de süreç henüz tamamlanmış değil.
CHP, Gürsel Tekin’e 15 gün içinde yazılı ya da sözlü savunmasını sunması yönünde resmi çağrıda bulundu. Bu adım, hem parti tabanında hem de kamuoyunda kafa karışıklığına neden olan "ihraç edildi mi, edilmedi mi?" tartışmasına yeni bir boyut kazandırdı.
Parti, bir yandan 38. Olağan Kurultay'ın iptali istemiyle 15 Eylül'de görülecek davaya hazırlanırken, diğer yandan İstanbul İl Kongresi'ne yönelik verilen iptal kararının etkileriyle de uğraşıyor. İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin aldığı karar doğrultusunda, Özgür Çelik başkanlığındaki mevcut il yönetimi görevden uzaklaştırılmıştı.
Mahkemenin bu kararının ardından İstanbul İl Başkanlığı’na kayyum olarak atanan heyetin başına Gürsel Tekin getirildi. Tekin’le birlikte heyette Zeki Şen, Hasan Babacan, Müjdat Gürbüz ve Erkan Narsap gibi isimler yer aldı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yaşanan gelişmeler sonrası Merkez Yönetim Kurulu’nu (MYK) olağanüstü toplarken, ilk açıklamasında Gürsel Tekin için "Yüksek Disiplin Kurulu'na verdik ve partiden ihraç ettik" ifadelerini kullandı. Özel, “Bu Gürsel Tekin olsa olur, bir başka isim olsa olur” diyerek kararı savundu.
Ancak Gürsel Tekin bu karara karşı çıktı. Açıklamasında,
“Ben bu kararı kabul etmiyorum. AK Parti yargısı diye bağırıyorsunuz, siz daha beter durumdasınız. Bana sormadan, benim ifademi almadan, ben bir savunma yapmadan beni ihraç edemezsiniz. Disiplin kuruluna veremezsiniz,”
diyerek tepki gösterdi.
CHP yönetimi, bu açıklamanın ardından Tekin’i resmi olarak savunmaya çağırdı. Gürsel Tekin’in, 15 gün içinde savunmasını yazılı ya da sözlü olarak iletmesi bekleniyor.
Bu arada CHP, İstanbul İl Başkanlığı için verilen "tedbiren görevden uzaklaştırma" kararına da hukuki itirazda bulundu.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da konuya ilişkin yaptığı açıklamada, mahkemenin verdiği kararın "ihtiyati tedbir" niteliğinde olduğunu vurguladı. Tunç,
“Mahkeme tarafından verilen ara karar, yargılama süreci boyunca doğabilecek telafisi güç zararların önlenmesine yöneliktir. Nihai hüküm değildir. İtiraz yolu açıktır,”
ifadelerini kullandı