Van’da eski DSİ yerleşkesinde yapılacak Millet Bahçesi ve valilik binası projesi, kentin önemli deprem toplanma alanının yapılaşmaya açılması tartışmalarını alevlendirdi. Uzmanlar ve meslek odaları, yeşil alanların korunması ve planlara bağlı kalınması gerektiğini vurguluyor.
Van’da eski Devlet Su İşleri (DSİ) yerleşkesinde yapımı devam eden Millet Bahçesi projesi, Valilik ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ozan Balcı'nın açıklamalarıyla birlikte tartışma konusu haline geldi. Balcı’nın “132 dönümlük alanın tamamı Millet Bahçesi olacak” açıklamasına rağmen, DSİ yetkililerinin alanın yalnızca bir bölümünün Millet Bahçesi olarak ayrıldığı, diğer kısmının ise valilik hizmet binası için kullanılacağı yönündeki açıklamaları şehirde kafa karışıklığına yol açtı. Bu gelişmeler üzerine TMMOB’a bağlı Şehir Plancıları Odası Van Temsilcisi Ferhat Kayalık, Mimarlar Odası Van Şube Başkanı Ahmet Ortakçı ve eski Van Ticaret Borsası ile Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Feridun Irak, projeyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Uzmanlar, valilik hizmet binasının taşınmasının kentin trafik sorunlarını artıracağını ve kentin nefes alanlarını yok edeceği uyarısında bulundu.
IRAK: HEM TOPLANMA ALANI HEM DE MİLLET BAHÇESİ OLMALI!
Van’ın önemli deprem toplanma alanlarından biri olarak belirlenen DSİ yerleşkesine valilik hizmet binası yapılmasına eski Van Ticaret Borsası ve Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Feridun Irak tepki gösterdi. Irak, “DSİ yerleşkesi 2011’deki yıkıcı Van depremi sonrası yapılan imar planlarıyla 132 dönümlük arazinin tamamı deprem toplanma alanı olarak belirlenmişti. Bu yerleşkede ayrıca deprem müzesi ve acil müdahale birimleri de yer alacaktı. Ancak son günlerde valilik hizmet binasının bu alanda yapılacağı konuşuluyor. Oysa ki bu alan hem deprem toplanma alanı hem de Millet Bahçesi olarak kalmalı” diyerek projenin deprem güvenliği açısından risk taşıdığını vurguladı.
VALİLİK HİZMET BİNASI MEVCUT YERİNDE KALMALI
Irak, Van Valiliği'nin mevcut yerinde kalmasının çok daha uygun olduğunu belirtti. “Valilik hizmet binası için daha önce birçok yer imar planlarında belirlenmişti. Şimdi ise bir anda bu hayati öneme sahip DSİ yerleşkesinin yapılaşmaya açılması konuşuluyor. Oysa burası merkezi bir konumda, altyapısı hazır, havalimanına ve karayoluna çok yakın bir alan. Ancak her şeyden önce halkın nefes alabildiği, deprem anında toplanabileceği bir bölge” ifadelerini kullandı. Bu açıklamalar, alanın afet ve halk sağlığı açısından kritik bir öneme sahip olduğunu gözler önüne seriyor.
MİLLET BAHÇESİ VE DEPREM TOPLANMA ALANINA DOKUNULMAMASI ÇAĞRISI
Feridun Irak, Van Valisi Ozan Balcı’nın sosyal medyada yaptığı “132 dönümün tamamı Millet Bahçesi olacak” açıklamasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi ancak aynı gün DSİ 17. Bölge Müdürlüğü’nün yaptığı açıklamanın bu ifadeyle çeliştiğine dikkat çekti. Irak, “Vali bey tamamının Millet Bahçesi olacağını söyledi ama DSİ’nin paylaşımında 90 dönümünün Millet Bahçesi, kalanının ise valilik binası için kullanılacağı belirtiliyor. Bu durum halkta büyük bir kafa karışıklığına neden oldu. Biz Vali beyin sözlerine inanıyoruz ancak bu açıklamanın arkasında durmasını bekliyoruz. Biz bu kentin yerlisiyiz, sizler ise geçicisiniz. Biz sizi yeşil alanları çoğaltan, doğaya saygılı bir vali olarak hatırlamak istiyoruz. Lütfen deprem toplanma alanımıza ve Millet Bahçemize dokunmayın” dedi.
KAYALIK: 2013 İMAR PLANINA UYULSUN!
TMMOB’a bağlı Şehir Plancıları Odası Van İl Temsilcisi Ferhat Kayalık, DSİ arazisinin 2013 imar planlarıyla park alanı ve deprem toplanma bölgesi olarak ilan edildiğini belirterek, bu kararın hem Van Büyükşehir Belediyesi hem de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından onaylandığını hatırlattı. Kayalık, “2013 yılında yapılan planlarda alanın tamamı, yani 13,3 hektarlık bölüm park alanı olarak belirlenmişti. Ancak 31 Mart yerel seçimlerinden sadece 15 gün önce bu plan değiştirildi ve alanın 6,1 hektarı resmi kurum alanı, 7,1 hektarı ise Millet Bahçesi olarak belirlendi” ifadeleriyle plan değişikliğinin zamanaşımı ve yöntemi hakkında bilgi verdi.
VAN’DA KİŞİ BAŞINA DÜŞEN YEŞİL ALAN MİKTARI ÇOK DÜŞÜK
Kayalık, Van’da kişi başına düşen yeşil alan miktarının 1 metrekarenin bile altında olduğunu ve normlara göre bu oranın 10 metrekarenin altına düşmemesi gerektiğini söyledi. “Zaten yeterince düşük olan yeşil alan miktarı, DSİ arazisinde yapılacak yapılaşmayla daha da azalacak ve kentteki yeşil alan ihtiyacını derinleştirecek” diye ekledi.
VALİLİK BİNASININ DSİ YERLEŞKESİNE TAŞINMASI TRAFİĞİ FELÇ EDEBİLİR
Kayalık, valilik binasının DSİ yerleşkesine taşınmasının kent için sadece yeni bir bina kararı olmadığını, aynı zamanda yeni trafik yoğunluğu, ticari akslar ve insan hareketliliği anlamına geldiğini belirtti. Kayalık, “Zaten İpekyolu Caddesi olarak bilinen D-300 karayolu mevcut trafik yoğunluğunu kaldıramıyor. Çevre yolu tamamlanmadan bu bölgede böyle bir yoğunluk oluşturmak trafik krizini büyütecektir” diyerek projenin ulaşım ve trafik açısından doğuracağı olumsuz etkileri vurguladı.
KISA VADELİ VE PLANSIZ KARARLARIN VAN KENT YAŞAMINI OLUMSUZ ETKİLER
Ferhat Kayalık, şehir planlamasında kısa vadeli kararların kent yaşamını uzun yıllar boyunca olumsuz etkileyeceğini belirterek, “Bizim şehircilik anlayışımız hep yamalı bohça gibidir. Beş yıl idare etsin diye yapılan plan değişiklikleri kamu yararını gözetmiyor. Eğer bu anlayış devam ederse önümüzdeki 10-20 yıl boyunca bu sorunlarla uğraşmaya devam edeceğiz” diye konuştu. Ayrıca, Van’ın artık sağlıklı zeminlere doğru büyümesi gerektiğine dikkat çekerek, “Kent Van Gölü kıyılarına değil, Erek Dağı etekleri ya da Edremit’in kayalık zeminlerine doğru genişlemelidir. Yeni kamu kurumları da bu doğrultuda planlanmalıdır” dedi.
ORTAKÇI: HALKIN GÖRÜŞÜ ALINMALI
Mimarlar Odası Van Şube Başkanı Ahmet Ortakçı, kentte yaşayan halkın ve meslek odalarının görüşleri alınmadan alınan kararlar nedeniyle tepki gösterdi. Ortakçı, “Bu kentte yaşayacak olan biziz, çocuklarımız var ancak kararları alanlar bir yıl sonra burada olmayacak. Kentte akşamdan sabaha değişen kararlarla düzenlemeler yapılıyor. Ne halkın ne de meslek odalarının bilgisi oluyor. Hükümet konağının DSİ’ye yapılması, stadyumun mevcut yerinde kalması, otogarın 2013 planlarına aykırı şekilde başka bir alana taşınması gibi önemli kararlar halktan gizleniyor” dedi.
“KENTİN NEFES ALANLARI YOK EDİLİYOR”
Ortakçı, 2013 yılında uzmanlar tarafından hazırlanan imar planına uyulmadığını ve bunun kent geleceği açısından ciddi sorunlar doğurduğunu söyledi: “DSİ yerleşkesi afet toplanma alanı olarak belirlenmişti ve valilik binası farklı bir yerde planlanmıştı. Ancak şimdi planlar delinerek yapılaşmaya izin veriliyor. Bu alanlar sadece boşluk değil, kentin nefes aldığı alanlardır. Kamu kurumları ise planları en çok ihlal eden aktörler haline geldi. Önce kamu kurumları doğru yerlerde doğru yapılar inşa etmeli ki vatandaş da buna uyabilsin. Ama tam tersine hareket ediliyor.”
“DSİ ALANININ BÜYÜK BÖLÜMÜ YAPILAŞMAYA KURBAN GİDİYOR”
Ortakçı, valilik binasının inşasıyla birlikte DSİ arazisinin büyük bir kısmının yapılaşmaya açılacağını ve bu durumun afet toplanma alanı işlevini tamamen yok edeceğini belirtti. “Bu alan 13,5 hektar. Bina yapılınca sadece bina değil, çevresinde otopark, ek hizmet alanları, yol ve güvenlik yapıları da kurulacak. Böylece yaklaşık 3-4 hektarlık alan kamu hizmeti dışına çıkacak ve afet toplanma alanı olarak kullanılamayacak” diye konuştu.
VAN İÇİN PROJE YARIŞMALARI VE ŞEFFAFLIK TALEBİ
Mimarlar Odası Başkanı, Van’ın özel bir kent olduğunu vurgulayarak yapı projelerinin mutlaka yarışmalarla belirlenmesi gerektiğini ifade etti:
“Projeler 15-20 günde birkaç kişiye veriliyor, billboardlara fotoğraflar asılıyor. Oysa bu işler ulusal mimari yarışmalarla yapılmalı, nitelikli projeler elde edilmeli. Van’da onlarca mimar ve mühendis varken dışarıdaki proje ofislerine iş veriliyor. Kiminle, nasıl çizildiği bilinmiyor. Şeffaflık ilkesine uyulmuyor. Valiliğin eski yeri boşaltılıyor ama yerine ne yapılacağı açıklanmıyor.”
“KARAR ALMA SÜREÇLERİNDE TEKNİK, ETİK VE VİCDANİ SORUMLULUK GEREKİYOR”
Ortakçı, karar alma süreçlerini sadece teknik değil, etik ve vicdani bir sorumluluk olarak değerlendirdiğini belirterek, “Biz bu şehirde kalacağız. Bugün karar alanlar belki kısa süre sonra gidecek ama biz çocuklarımızla burada yaşamaya devam edeceğiz. Geleceğimizle oynanıyor. Planlara bağlı kalınmasını bekliyoruz. Dönüşü olmayan hatalar zinciri yaşamak istemiyoruz. Van Gölü gibi eşsiz doğal güzelliklere sahip bir kentte yaşıyoruz. Turizm başkenti olma potansiyelimiz var ancak yanlış planlama bu potansiyelimizi heba ediyor” dedi.
“AFET TOPLANMA ALANLARI SADECE KRİZ ANLARI İÇİN DEĞİL”
Ortakçı, afet toplanma alanlarının sadece afet anlarında değil, gündelik yaşamda da halka nefes alanı sağlaması gerektiğini vurgulayarak, “Bu alanlar aynı zamanda parklardır. Afet anında toplanma işlevi görecek şekilde dönüşebilir olmalı. Siz buralara bina inşa ederek bu dönüşümü imkânsız hale getiriyorsunuz. Kamusal alanlarımız ve sosyal donatılarımız giderek azalıyor” dedi.
BAŞARILI ŞEHİRLEŞME MODELLERİNDEN ÖRNEKLER
Ortakçı, Türkiye’nin farklı illerinden örnekler vererek Van’ın da başarılı şehirleşme modelleriyle gelişebileceğini söyledi: “Diyarbakır, Konya, Kayseri, Eskişehir gibi kentlere bakıyoruz. Van neden olmasın? Biz hala çevre yolu, otogar, stadyum gibi temel meseleleri konuşuyoruz. Potansiyelimiz yüksek ancak kötü planlama her şeyi ziyan ediyor. Van’ın bir imar planı var ve kamu kurumları dahil herkes buna bağlı kalmalı” ifadeleriyle Van’ın gelişimi için umutlu mesajlar verdi.