Edremit Köprülü Kavşağı Açıldı Ama…
Edremit Köprülü Kavşağı Açıldı Ama…
İçeriği Görüntüle

Van Gölü’nde su seviyesinin tarihsel olarak en düşük noktalara gerilemesi ve bölgede aralık ayına rağmen kar yağışının görülmemesi, kuraklık krizini kritik boyuta taşıdı. ÇEVDER Başkan Yardımcısı Arzu Dinçer, ekosistemin hızla tahrip edildiğini belirterek acil önlem çağrısında bulundu.

Van Gölü’nde uzun süredir devam eden su kaybı ve insan kaynaklı müdahaleler, ekolojik dengeyi ciddi biçimde zorluyor. Birçok noktada göl derinliği 100 metreden 40 metreye düşerken, Van ve çevresinde kar yağışının olmaması su seviyelerindeki azalmanın daha da hızlanmasına neden oluyor. Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölü, hem doğal hem kültürel değerleriyle bölgenin temel kaynaklarından biri olmasına rağmen, özellikle son 20 yılda giderek artan kuraklık tehdidi altında bulunuyor. 1990 yılından bu yana ülkede 4 milyon hektar tarım arazisinin kaybedildiği, tarım alanlarının yüzde 39’unda erozyon ve ülke genelinde yüzde 73 oranında çölleşme riski olduğu kaydediliyor.

ÇEVDER Başkan Yardımcısı Arzu Dinçer, kar yağışının olmayışının 2025 yılı itibarıyla kuraklığı en ağır seviyeye taşıdığını belirterek önemli uyarılarda bulundu.

KAR YOK, SU KAYBI ARTIYOR

Dinçer, bölgede mevsim normallerinden tamamen uzak bir kış yaşandığını ifade ederek, “Hem Van’da hem çevresinde henüz kar yağışı yok. Bu durum Van Gölü’nde yaşanan kuraklığı gözler önüne seriyor. Kar yağışının olmayışı, su kaynaklarının yenilenmesini engelliyor ve gölü besleyen akarsuların debisini kritik seviyelere düşürüyor.” dedi. Bu yıl karın ya hiç yağmaması ya da yok denecek kadar az olması, su kaybını daha da ağırlaştırıyor.

“TÜRKİYE SU FAKİRİ SINIRINDA”

Dinçer, küresel su kriziyle birlikte Türkiye’nin de ciddi risklerle karşı karşıya olduğunu vurgulayarak, “Türkiye’nin su gerçeği 2025 yılında kişi başına yıllık kullanılabilir su miktarı bin 350 metreküptür. Türkiye artık 'su fakiri ülke' konumuna gelme riskiyle karşı karşıya olmaktadır.” ifadelerini kullandı.

AKARSULAR KURUDU, GÖÇ YOLLARI KAPANDI

Göldeki çekilmenin etkilerini anlatan Dinçer, “Van Gölü’nde bu yıl yaşanan çekilme, geçmiş yılları bile aratır durumda. Kuraklık öyle bir hal aldı ki, Bendimahi Çayı artık göle ulaşamıyor. Çünkü suyun tamamı tarımsal sulamada tüketiliyor. Bu yüzden İnci Kefali göç edemedi. Aynı felaket bu yıl da yaşandı. Akarsulara göç döneminde yeterli su bırakılmıyor.” dedi.

Dinçer ayrıca, “Gölü besleyen dere yatakları kurudu. Sazlık alanlar ya yakılıyor ya da dolduruluyor. Oysa o sazlıklar gölün doğal filtresidir, yaşam alanıdır. Şu anda doğa, insan eliyle sessizce öldürülüyor.” sözleriyle tabloyu özetledi.

GEÇİM KAYNAKLARI TEHLİKEDE

Kuraklığın yalnızca çevresel değil, ekonomik sonuçlar doğurduğunu dile getiren Dinçer, “Bu gölde balıkçılık yapan insanlar, bu suya bağımlı olan çiftçiler, hayvancılıkla uğraşan köylüler artık geçinemiyor. Suyu, sazlığı, akarsuyu olmayan bir Van Gölü, sadece bir su kütlesi değil, sessiz bir felakettir.” ifadelerini kullandı.

ÇEVDER’DEN ACİL ÖNLEM ÇAĞRISI

Dinçer, çözüm için şu önerileri sıraladı:

“DSİ, üreme döneminde akarsulara mutlaka yeterli su bırakmalı.

Tarımsal sulama sistemleri modernize edilmeli, israf önlenmeli.

Sazlıklar ve sulak alanlar korunmalı, dolgu çalışmaları yasaklanmalı.

Bölgesel su politikaları yeniden düzenlenmeli.”

Muhabir: MERVE İŞLER