TEVFİK FİKRET’İN DEDİĞİ GİBİ KÖKÜ MAZİDEYİZ
Dedelerinden devraldıkları sabunculuğu, hem bir gelenek hem de bir yaşam felsefesi olarak gören Murat Said Yaşar, “Bu meslek bize genetik olarak geçmiş gibi hissediyoruz. Sabuna bir adım gittik, o bize on adım geldi. Teberrüken başladık ama hakikaten mübarek oldu” diyor.
ODA SICAKLIĞINDA, GELENEKSEL YÖNTEMLERLE ÜRETİLİYOR
Yaşar, sabun üretiminde dikkat ettikleri en önemli unsurun ‘doğallık’ olduğunu belirterek şunları söylüyor:
“Biz sabunu 20 derece gibi oda sıcaklığında yapıyoruz. Yağları kaynatmıyoruz çünkü ısıtıldığında faydalı elementler, özellikle zeytinyağındaki gliserin yok oluyor. Kaynatarak yapılan sabunlar doğal gibi görünse de cilt ve saç için faydalı olmaz. Bizim sabunlarımız hem şifa niyetine hem de günlük temizlikte kullanılabilir.”
MARKETLERDE DEĞİL, DOĞRUDAN TÜKETİCİYE
Ürünlerini zincir marketlere vermediklerini belirten Yaşar, “Biz sabunu gelişi güzel üretmiyoruz. Kimin neye ihtiyacı varsa ona özel sabun yapıyoruz. Marketle değil müşteriyle doğrudan bağ kuruyoruz. Bizi bulan bir daha bırakmaz” ifadelerini kullanıyor.
HER DERDE DEVA SABUNLAR: AYAK KOKUSUNDAN ÇATLAĞA KADAR
Murat Said Yaşar’ın sabunları sadece temizlik değil, aynı zamanda birçok cilt ve saç problemine de çözüm sunuyor. Ayak kokusu, saç dökülmesi, cilt lekeleri, hamilelik sonrası çatlaklar ve hatta güneş yanıklarına karşı sabun ürettiklerini belirten yaşar, cilt sorunlarını çözüyoruz. Leke, çatlak, sivilce izi, dökülme… Biz sabunla bunlara derman olmaya çalışıyoruz.”
“ARTIK İHRACAT YAPMIYORUZ, ÇÜNKÜ HUZURUMUZ BOZULUYOR”
Bir dönem yurt dışına sabun gönderdiklerini ama bu işi bıraktıklarını söyleyen Yaşar, “Çok kazanıyorduk ama konforumuz bozuldu. Hayatın içinde olmak varken, sadece para kazanmak için kendimizi yıpratmak istemedik” diyor.