Van’ın Bardakçı Köyü’nde, unutulmaya yüz tutmuş çömlek sanatını yeniden ayağa kaldıran Osman Eşme, babadan miras aldığı bu geleneksel zanaatı el emeğiyle yaşatıyor. Plastik çağının unutturduğu bu toprağın sıcaklığını, şimdi yeniden eller şekillendiriyor.

1977 doğumlu Osman Eşme, babasının ustalıkla şekil verdiği çamurla 2003 yılında tanıştı. O yıl ellerini yeniden toprağa vurdu ve yıllar önce susan fırınların dumanını yeniden yükseltmeye karar verdi. Bugün iki oğluyla birlikte kurduğu atölyede geleneksel yöntemlerle çömlek üretiyor. Her bir parça; geçmişin izini taşıyan, sabırla pişmiş birer hatıra gibi…

“BİR KÖYÜN ADI SANATA DÖNÜŞMÜŞTÜ”

Bardakçı köyünün ismi, aslında her şeyi anlatıyor. Yüzyıllardır çömlek üreten bu köy, bir dönem Van’ın çanak, çömlek ihtiyacını karşılayan merkezlerden biriydi. Ancak 1970’li yıllarda plastik ürünlerin yaygınlaşmasıyla birlikte bu sanat unutuldu. Fırınlar sustu, eller çamura dokunmaz oldu.

Çömlek 2

Osman Eşme, köyünün bu mirasını tekrar canlandırmak için yola çıktığını belirterek, “Bardakçı’nın %80’i eskiden bu işle uğraşırdı. Köyümüzün adı bile buradan geliyor. Fakat 1976’da bu iş tamamen terk edildi. Ben 2003’te yeniden başlamak istedim. Çünkü bu işin içinde hem tarih var hem de kimlik. Bu köyün hafızasını ayağa kaldırmak istedim,” dedi.

Erciş Belediyesi Eş Başkanları Karatavuk Mahallesi’nde Halkla Buluştu
Erciş Belediyesi Eş Başkanları Karatavuk Mahallesi’nde Halkla Buluştu
İçeriği Görüntüle

“BABAMIN ANLATTIĞI HİKÂYELERLE BÜYÜDÜM”

Sanatın babadan miras kaldığını vurgulayan Eşme, küçük yaşlarda bu işle doğrudan ilgilenemese de babasının anlattıklarının kendisinde derin izler bıraktığını ifade etti. “Babam bu işin ustasıydı. O yıllarda ben küçüktüm. Fakat o anlattıkça içimde bir merak oluştu. Onun anlattığı hikâyelerle büyüdüm. Yıllar sonra o toprağa dokunduğumda ne demek istediğini anladım. Bu sadece bir iş değil, bir ruh işi,” diye konuştu.

Bugün köydeki atölyesinde oğullarıyla birlikte çalıştığını dile getiren Eşme, “Şu an üç kişiyiz. Ben ve iki oğlum birlikte bu işi sürdürüyoruz. Fırınımız köyde, her aşamada kendimiz varız. Tamamen el emeğiyle çalışıyoruz,” dedi.

Çömlek 6

SAĞLIKLI, DAYANIKLI VE TARİH KOKAN ÜRÜNLER

Ürettikleri ürünlerin sadece dekoratif olmadığını, aynı zamanda işlevsel ve sağlıklı olduğunu vurgulayan Osman Eşme, “Çömlek ürünleri sadece süs eşyası değildir. Su testisi, peynir küpü, güveç kabı, yayık gibi birçok ürün üretiyoruz. Çömlek suyu soğuk tutar, kireci süzer. Peynir küplerinde yapılan ürünlerin tadı çok daha lezzetlidir. Çünkü toprağın özü var içinde,” ifadelerini kullandı.

Her ürünün farklı bir teknikle yapıldığını belirten Eşme, “Peynir küpleri 1100 derecede pişiriliyor. Güveç kapları ise 800-900 derece arasında. Kullandığımız kil de amacına göre değişiyor. Toprak da tıpkı insan gibi; neye dönüşeceğini, ne işe yarayacağını biliyor,” dedi.

Çömlek 1

URARTU MOTİFLERİYLE KÜLTÜREL BAĞ KURUYOR

Eşme, çömleklerini yalnızca üretmiyor; onları adeta birer sanat eserine dönüştürüyor. Urartu motifleriyle süslediği seramikler, Van’ın binlerce yıllık tarihine de bir selam niteliği taşıyor. “Van, Urartulara ev sahipliği yapmış bir şehir. O kültürle bağlantı kurmak istedim. Her motif, bir hikâyeyi taşıyor. Her desen, geçmişten bir iz,” diye konuştu.

Aynı zamanda kumbara, fincan, çay bardağı gibi modern ürünler de yaptıklarını ifade eden Eşme, “Bunların hepsi seramik. Alçı kalıplarla şekil veriyoruz, sonra 1100 derecede pişiriyoruz. Boya kullanılmaz, doğrudan pişirme yöntemiyle renk kazanır. Tümü el yapımıdır,” bilgisini verdi.

Çömlek Sonnn

“DEVLETİN DESTEĞİYLE YENİDEN NEFES ALDIK”

Mart ayında devlet desteğiyle küçük bir dükkân açtıklarını aktaran Eşme, bu desteğin sanatın sürdürülebilirliği açısından hayati önem taşıdığını söyledi. “Köyde ayda bir ürün zor satılıyordu. Devletin desteğiyle satış yapabileceğimiz bir yer açıldı. Eğer bu destek olmasaydı, bu sanat %90 yok olurdu. Şimdi insanlar merak edip geliyor. Daha tanınmadık ama umutluyuz,” dedi.

“TOPRAĞA DOKUNMAK, KENDİNE DOKUNMAKTIR”

Osman Eşme, çömlekçiliği sadece bir üretim biçimi olarak değil, bir yaşam tarzı olarak gördüğünü dile getirerek, “Toprağa dokunduğun zaman kendine dokunuyorsun. O seni sakinleştiriyor, geçmişle buluşturuyor. Bu işin terapisi bile var. Ben bu toprakta huzur buluyorum. Ve bu huzuru başkalarına da aktarmak istiyorum,” ifadelerini kullandı.

Çömlejıkkk

Muhabir: EDANUR KUŞ