Van’da tarım alarm veriyor. Kuraklık, don olayları, artan maliyetler ve göl çekilmesiyle birleşen iklim krizi, özellikle küçük üreticileri çıkmaza soktu. Ziraat Yüksek Mühendisi Zeynep Demirhan ve Melek Ağırtmış, “Van’da bu yıl tohum da yandı umut da” diyerek durumun vahametini ortaya koydu.

Doğu Anadolu’nun en büyük su kaynağı olan Van Gölü, son yıllarda artan kuraklık, bilinçsiz yeraltı su kullanımı ve buharlaşma nedeniyle hızla çekiliyor. Uydu görüntüleri ve yerel ölçümler, göl kıyısında bazı bölgelerde 2 kilometreye yakın bir çekilme yaşandığını ortaya koyarken, bu durum sadece çevresel değil, aynı zamanda ekonomik ve toplumsal bir krize de işaret ediyor. Su seviyesindeki dramatik düşüş, tarımsal üretimi de doğrudan etkiliyor. Göl çevresindeki yerleşim yerlerinde geçimini tarım ve hayvancılıkla sağlayan binlerce kişi, susuz kalan topraklar nedeniyle üretim yapamaz hale geldi. Van’da geçtiğimiz yıl 1 milyon dekarın üzerinde tarım arazisinin sulama problemi yaşadığı, bu yıl ise bu rakamın daha da artabileceği belirtiliyor.

Tarım Van

“VAN’DA BUHARLAŞMA ARTIYOR”

Uzmanlara göre Van Gölü’ndeki çekilmenin temel nedenleri arasında küresel iklim değişikliği kaynaklı yağış azalması, tarımsal sulama için aşırı yer altı suyu kullanımı ve kapalı havza olmasının etkisiyle artan buharlaşma yer alıyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün 2024 verilerine göre Van, Türkiye’de en az yağış alan ilk beş il arasında yer aldı. Aynı yıl içinde Van genelinde yağışlar yüzde 45 oranında azaldı.

“TARIM ARAZİLERİNİN YÜZDE 37’Sİ SULANMAMIŞ”

Tarım ve Orman İl Müdürlüğü’nün verilerine göre 2023 yılında Van’daki tarım arazilerinin yüzde 37’si sulanamamış durumda kaldı. Özellikle Muradiye, Erciş, Edremit ve Gevaş ilçelerinde kuruyan dereler ve yetersiz sulama altyapısı nedeniyle çiftçiler ciddi gelir kaybı yaşadı. Ziraat Mühendisleri Odası 2025 yılında bu krizin daha da derinleşeceğini ve bazı köylerde tamamen göçlerin yaşanabileceğini belirterek, yeraltı sularının kontrolsüzce çekilmesinin tuzluluk ve çoraklaşma riskini artırdığını da vurguluyor.

Tarımmm 3

“VAN MEYVE VE SEBZECİLİK YETİŞTİRMEDE ÖNEMLİ BİR YERE SAHİP”

Van, Türkiye’nin en yüksek rakımlı illerinden biri olarak hem meyvecilik hem de sebzecilikte önemli bir potansiyele sahip. Ancak 2020’li yıllarla birlikte artan kuraklık, don olayları üretimi ciddi biçimde sekteye uğrattı. Özellikle küçük üreticiler yüksek girdi maliyetleri, sigortasızlık ve plansızlık nedeniyle üretimden çekilme noktasına geldi. Uzmanlar, acil bir iklim uyum planı, bölgesel destek politikaları ve üretici eğitimi olmadan kırsal alanlarda göçün artacağı ve Van’da tarımın çökme tehlikesiyle karşı karşıya kalacağı uyarısında bulunuyor.

“BU YIL TOHUM DA YANDI, UMUT DA”

Bitki koruma alanında doktora yapan Ziraat Yüksek Mühendisi Melek Ağırtmış, Van’da tarımla uğraşan küçük üreticilerin iklim koşulları karşısında tamamen savunmasız kaldığını belirtti. Bahar aylarında yaşanan zirai donun, bölgedeki üretimi yerle bir ettiğini söyleyen Ağırtmış, özellikle Başkale, Bahçesaray ve Gürpınar gibi ilçelerdeki tabloyu şu sözlerle anlattı:

“Bu sene neredeyse bütün bölgelerde don etkili oldu. Üstelik önceden öngörülebilir donlar da değil bunlar. Baharın ortasında bir gecede sıcaklıklar -4, -5 dereceye düştü. Fasulye, patates, kayısı, elma... Ne ekildiyse zarar gördü. Çiftçi tohuma servet döküyor, gübre fiyatları zaten uçmuş durumda. İlaca, mazota harcadığıyla da kaldı. Bütün bu yatırım, bir gecede buhar oldu. İnsanlar şimdi ne yapacağını bilemiyor.”

“BÖLGEDEKİ AVANTAJLAR KULLANILAMIYOR”

Van’ın tarımsal üretim açısından büyük bir potansiyele sahip olduğunu ifade eden Ağırtmış,“Van, aslında tarımsal üretim açısından büyük bir potansiyele sahip. Rakımı, iklim özellikleri ve hastalık-zararlı baskısının azlığı, özellikle meyvecilikte bölgeyi avantajlı kılıyor. Ancak bu avantajlar hızla kaybediliyor. Van’da kurulan jeotermal seralar örneğin, zararlı popülasyonu açısından çok elverişli. Çaldıran’da kurulan bir serada neredeyse hiç hastalık ve zararlı çıkmıyor. Ama kuraklık ve iklim değişikliğiyle bu avantajlar elimizden gidiyor. Şimdi çiftçi neyle savaşacağını şaşırmış durumda: Don mu gelecek, yağmur mu yağmayacak, su mu bitecek? Üretim bu belirsizlikle sürdürülebilir mi?” dedi.

Melek

“TARSİM ÇİFTÇİYİ KORUMAYA ÇALIŞIYOR”

Melek Ağırtmış, sigorta sisteminin de çiftçiyi korumayı amaçladığını belirterek, şunları dile getirdi: “Üreticiye özel sektörde çalışan mühendislerimiz tarım sigortasını anlatmıyor. Birçok köyde internet bile çekmiyorken üreticinin bilgilenmesi için Van Bölge Müdürlüğü gerekli bilgilendirme toplantıları yapmaktadır. Hasar olduğunda rapor almak için zamanında başvuru yapılması, eksperin gelmesi ve zarar tespitinin yapılması için çiftçilerin de bu konuda hassasiyet göstermeleri gerektiğini ve bu konuda Van bölge Tarsim müdürlüğü veya 172 aranarak daha iyi bilgi alınmalı ve bu konu hakkında hassasiyet göstermesini önermekteyim.”

“VAN GÖLÜ’NÜN ÇEKİLMESİ MİKROKLİMAYI DA BOZUYOR”

Biyometri ve Genetik alanında doktora yapan Yüksek Ziraat Mühendisi Zeynep Demirhan ise Van Gölü havzasında yaşanan çekilmenin tarımı yalnızca su açısından değil, mikroklima ve toprak sağlığı açısından da tehdit ettiğini belirtti. Göldeki çekilmenin bölge iklimini değiştirdiğine dikkat çeken Demirhan, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Göl çekildikçe hava kuruyor. Nem oranı azalıyor. Bu da gece-gündüz sıcaklık farklarını artırıyor. Bitkiler için bu büyük bir stres kaynağı. Çünkü nem, sadece bitkinin büyümesi için değil, toprak sağlığı açısından da önemli. Toprakta tuzlanma başlıyor, çoraklaşma riski artıyor. Bu yıl özellikle Muradiye, Edremit ve Erciş çevresindeki üreticiler bunu birebir yaşadı. Yağış bekliyorlar ama umut değil, mucize bekliyorlar artık.”

“DERİN KUYUDAN SU ÇEKMEK ELEKTRİK FATURASI DEMEK”

Demirhan, yeraltı su kaynaklarının da alarm verdiğini ifade ederek, suyun yalnızca azalmakla kalmadığını, aynı zamanda derinleştiğini söyledi. Bu da çiftçiye yeni bir yük daha bindiriyor: elektrik faturası. Demirhan, “Eskiden yüzey sularıyla ya da sığ kuyularla sulama yapılabiliyordu. Ama şimdi yeraltı suyu 100 metre, 150 metre derinlikte. O suyu çekmek için elektrik kullanılıyor. Fatura kabarıyor, destek yok. Bir yandan kuraklık, bir yandan don, bir yandan elektrik gideri... Aynı tohumu aynı tarlaya ekiyorsun ama geçen seneki verimi alamıyorsun. Toprak yorgun, nem yok, su yok. Çiftçi ne yapsın?” dedi.

Zeynep

“PLANSIZLIK TARIMI BOĞUYOR, ÜRETİCİ YALNIZ”

Her iki uzman da Van’daki tarımın ancak bölgeye özel planlamalarla ayağa kalkabileceğini, mevcut destek sistemlerinin üreticinin ihtiyaçlarına yetmediğini vurguluyor. Melek Artmış, bölgeye has destek programlarının hayata geçirilmesi gerektiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:

Van’da Soğan Üretimi Başladı!
Van’da Soğan Üretimi Başladı!
İçeriği Görüntüle

“Batı’daki çiftçiyle Doğu’daki çiftçiyi aynı kefeye koyamazsınız. Koşullar, imkânlar, bilgi seviyesi bambaşka. Ama destekler aynı. Bu adil değil. Tarım Bakanlığı artık bölgeyi görmeli, anlamalı. Eğitimler şart. Üretici neyle karşı karşıya olduğunu bilmiyor. Bilinçsiz üretim yapılıyor, bu da hem çiftçiyi hem tüketiciyi vuruyor.”

Tarım Son

Zeynep Demirhan ise tarım politikalarının küçük üreticiyi dışarı ittiğini savundu:

“Bugün ayakta kalan üretici ya büyük sermaye sahibi, ya da devletle çok yakın ilişkilerde olan bir grup. Geri kalanı, yani bu ülkenin gerçek üreticileri, borçla yaşıyor. Her yıl başka bir kriz: geçen yıl kuraklık, bu yıl don. Gelecek yıl ne gelecek bilinmiyor. Böyle bir ortamda planlı üretim yapılamaz. Yapılmazsa da gıda krizi kapıya dayanır.”

TARIM ÇEKİLİYOR, İNSAN DA GÖÇ EDİYOR

Van’da tarım sadece topraktan değil, sistemden de çekiliyor. Kuruyan dereler, çekilen göl, donan ürünler, yükselen maliyetler… Tüm bu tablo, yalnızca gıda üretimini değil, kırsal yaşamı da tehdit ediyor.

Tarımmm

Muhabir: ADİL HARMANCI