Yüzüncü Yıl Üniversitesi Radyo Televizyon Programcılığı öğrencileri, Van’da özel gereksinimli bireylerin yaşadığı erişim sorunlarını çarpıcı bir kısa filmle gündeme taşıdı. Yönetmenliğini Cihan Mert’in, yapımcılığını Edanur Aybar’ın üstlendiği Engelli Kent belgeseli, izleyicilerden büyük yankı uyandırdı.
Bir Belgesel, Bir Kentin Gerçeği: “Engelli Kent”
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Radyo ve Televizyon Programcılığı öğrencileri, kentin en yakıcı sorunlarından birini perdeye taşıdı. Kentte engelli bireylerin kaldırım, rampa, yol bantları gibi haklarının sistematik olarak ihlal edilmesine dikkat çeken Engelli Kent adlı kısa belgesel, kısa sürede kent kamuoyunun gündemine oturdu.
Yönetmenliğini Cihan Mert’in üstlendiği, yapımcılığını Edanur Aybar’ın yürüttüğü belgesel; engelli birey Selçuk’un yaşamından yola çıkarak, bir kentin nasıl engelleyici hale geldiğini çarpıcı biçimde anlatıyor.
“Bu Yolları Selçuk’la Yürüyemedim”
Belgeselin yönetmeni Cihan Mert, projeye dair şu sözleriyle dikkat çekiyor:
“İki yıl önce Van’a ilk geldiğimde Selçuk’la tanıştım. Onunla birlikte yürümeye başladığımda şunu fark ettim: Kaldırımlar, rampalar ya da yollar bir yaya için sadece küçük bir sorunken, bir engelli için bütün rotayı değiştiren bir engel haline geliyordu. Bu görünmez engelleri anlatmak istedim.”
Mert, belgesel fikrinin basında sıkça yer bulan engelli yollarının kapatılmasına dair haberlerin ardından geliştiğini ve haberlerin pratikte hiçbir karşılık bulmamasının kendisini harekete geçirdiğini vurguluyor.
Topluma Ayna Tutan Bir Yapım
Engelli Kent, yalnızca bir bireyin yaşadığı zorlukları anlatmakla kalmıyor; bu zorlukların kentsel düzenlemelerle nasıl birleştiğini, toplumun bu engelleri nasıl normalleştirdiğini de sorguluyor.
Belgeselde, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Suvat Parin de yer alıyor. Kent sosyolojisi üzerine çalışmalarıyla tanınan Barin, engelliliğin yalnızca bireysel bir durum olmadığını, kentlerin ve toplumların birer yansısı olduğunu vurguluyor.
“Acıma Değil, Farkındalık”
Cihan Mert ve ekibi, belgeseli çekerken merhamet odaklı bir dil yerine, bireyin öznel gücünü ön plana çıkarmaya özen göstermiş. Bu noktada bazı izleyicilerden "duygu sömürüsü" eleştirileri alsalar da, ekip bu eleştirilere şöyle yanıt veriyor:
“Biz Selçuk’un bir birey olarak toplum içinde nasıl görünmez hale geldiğini göstermek istedik. Onun yaşamını acıma duygusu üzerinden değil, hak temelli bir bakışla ele aldık.”
Destek Yok, Dayanışma Var
Belgesel çekim sürecinde birçok sivil toplum kuruluşu, kamu kurumu ve üniversite ile görüşmeler gerçekleştirilmiş. Ancak Cihan Mert’e göre ne maddi ne de manevi anlamda yeterli destek sağlanabilmiş. Tüm ekipmanlar öğrenci bütçesiyle temin edilmiş, prodüksiyon süreci tamamen gönüllülük esasına dayalı yürütülmüş.
Geleceğe Farkındalık Taşıyan Projeler
Belgeselin yapımcısı Edanur Aybar ise gelecekte de benzer sosyal sorumluluk projeleri üretmeye devam edeceklerini belirtiyor:
“Toplumsal farkındalık yaratacak, bireyin yaşadığı hayatı görünür kılacak projeler üretmeye kararlıyız. Çünkü bu hikâyeler sadece bir kişiye değil, hepimize ayna tutuyor.”
Gala: Büyük İlgi, Yeni Tartışmalar
Engelli Kent belgeselinin galası 12 Haziran’da Sinevan’da yapıldı. Gösterim sonrası gerçekleşen söyleşilerde, izleyicilerden hem olumlu yorumlar hem de yapıcı eleştiriler geldi. Kimi izleyiciler, yapımın daha teknik yönleriyle (örneğin kent planlaması ve mühendislik boyutuyla) zenginleştirilebileceğini ifade etti.
Ancak ekip bu eleştiriye net bir yanıt veriyor:
“Biz meseleyi sadece fiziksel değil, sosyolojik olarak ele aldık. Kentin engelli bireyler için nasıl bir engel ürettiğini göstermek istedik.”