İHD Van Şubesi, Van Barosu ve çok sayıda kurum, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin kabulünün 77. yılında Van Sanat Sokağı’nda ortak açıklama yaparak Türkiye’de artan hak ihlallerine dikkat çekti. Açıklamada barış, demokrasi ve insan hakları vurgusu yapıldı.
10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü kapsamında, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin kabul edilişinin 77. yılı dolayısıyla Van Sanat Sokağı’nda kitlesel bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Açıklamaya İHD Van Şubesi, Van Barosu İnsan Hakları Merkezi, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Van Temsilciliği, KESK Van Şubeler Platformu, TMMOB Van İl Koordinasyonu ve Van-Hakkari Tabip Odası katıldı. Basın açıklamasını, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Van Temsilcisi Ayfer Şahin Bilici okudu. Açıklamada ayrıca DEM Parti Van İl Eş Başkanı Gülşen Kurt, DBP Van İl Eş Başkanı Gönül Uzunay ve İHD Van Şubesi Eş Başkanı Mehmet Salih Coşkun da yer aldı.

“EŞİTSİZLİK, ADALETSİZLİK VE SAVAŞA KARŞI İNSAN HAKLARI DEĞERLERİNİ SAVUNUYORUZ”
Ortak açıklamada, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin insanlığın en önemli kazanımlarından biri olduğuna dikkat çekilerek, küresel ölçekte artan eşitsizlik, yoksulluk, ayrımcılık ve savaş politikalarının insan hakları değerlerini aşındırdığı ifade edildi. Açıklamada, Birleşmiş Milletler’in küresel krizi durdurmakta yetersiz kaldığı belirtilerek, güçlü devletlerin çıkar odaklı politikalarının başta Ortadoğu olmak üzere dünyanın birçok bölgesinde geniş çaplı insani krizlere yol açtığı vurgulandı.

TÜRKİYE’DE İNSAN HAKLARI İHLALLERİNE DİKKAT ÇEKİLDİ
Metinde Türkiye’de 2016’dan bu yana kalıcı bir OHAL rejimi içinde yaşandığı, hukuk devleti ve demokrasi ilkelerinin ciddi biçimde aşındığı ifade edildi. 2025 yılı boyunca yaşam hakkı ihlalleri, işkence ve kötü muamele, toplantı ve gösteri özgürlüğü üzerindeki yasaklar, gazetecilere yönelik baskılar, hapishanelerdeki ağır koşullar ve tecrit uygulamalarının artarak devam ettiği belirtildi. Van Belediyesi’ne kayyum atanması ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın tutuklanması gibi süreçlerin, “ülkenin bir işkence mekânına dönüştüğünün somut örnekleri” olduğu vurgulandı.
Toplantı ve gösteri özgürlüğü “istisnaya dönüştü”
Açıklamada 2025 yılı boyunca kadınların, gençlerin, öğrencilerin, işçilerin, çevre ve hayvan hakları savunucularının, barış talep edenlerin ve eşit yurttaşlık mücadelesi veren grupların eylemlerinin sık sık yasaklandığına dikkat çekildi. Kayyum protestoları nedeniyle Van halkının iradesinin yok sayıldığı, Taksim’de 1 Mayıs kutlamalarının engellendiği ve çok sayıda hak savunucusunun gözaltına alındığı belirtildi.
KÜRT MESELESİNDE DEMOKRATİK ÇÖZÜM VURGUSU
Ortak açıklamada, 1 Ekim 2024’ten bu yana başlayan sürecin önemli olduğu, çatışmaların sona ermesinin hem yeni can kayıplarını önleyeceği hem de demokratik çözümün önünü açacağı ifade edildi. Kürt meselesinin ekonomik, sosyal, kültürel ve hukuki boyutları olan bir alan olduğu, çözümün ise demokratik bir programla ve hakların eşitlik temelinde güvence altına alınmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.

KADINLAR, LGBTİ+’LAR VE MÜLTECİLER EN AĞIR ETKİYİ YAŞIYOR
2025 yılında kadın cinayetlerinin sürdüğü, LGBTİ+ bireylerin nefret ve şiddetle karşılaştığı, barışçıl eylemlerin yasaklandığı ve yüzlerce kişinin kötü muameleyle gözaltına alındığı hatırlatıldı. Ekonomik krizin en ağır yükünü kadınların, çocukların ve mültecilerin taşıdığı belirtilerek, mültecilerin ayrımcılık ve ekonomik sömürüyle karşı karşıya bırakıldığı ifade edildi.
“GÖRÜYORUZ, SUSMUYORUZ, MÜCADELE EDİYORUZ”
Açıklamanın sonunda, insan hakları savunucularının tüm zorluklara rağmen hak ihlallerini belgelemeye, raporlamaya ve görünür kılmaya devam edeceği mesajı verildi. “İnsan haklarıyla insandır” vurgusunun yinelendiği açıklamada, adalet, barış ve demokrasi mücadelesinin süreceği belirtildi.



