Van’da 20 yıldır aynı dükkânda tespih ve gümüş satışı yapan 62 yaşındaki Yaşar Kırmızıkaya, ekonomik krizlere ve dijital çağın değişen tüketim alışkanlıklarına rağmen geleneksel aksesuarların hâlâ ilgi gördüğünü söylüyor. “Bu işler lüks ama herkesin gönlünde yeri var” diyor.
Van’da bir dükkânda saklı gelenek: Tespih ve gümüş hâlâ rağbet görüyor
Van’da Cumhuriyet Caddesi üzerindeki küçük bir dükkânda 20 yıldır gümüş ve tespih satarak geçimini sağlayan Yaşar Kırmızıkaya, sektördeki üç on yıla yaklaşan deneyimiyle hem zanaatkârlığın hem de ekonomik dalgalanmaların tanığı. Daha önce kuyumculuk yapan ve iflas ettikten sonra gümüş ve tespih ticaretine yönelen Kırmızıkaya, bu sektörün artık sadece ticaret değil, aynı zamanda bir yaşam tarzı olduğunu söylüyor.
“Tesbih, erkeklerin aksesuarı; gümüş ise zamansız bir tercih”
Kırmızıkaya’ya göre tespih ve gümüş ürünleri, sadece dini bir araç ya da takı değil, aynı zamanda kişisel tarzın bir parçası. “Bir erkek nasıl iPhone taşımayı karizma olarak görüyorsa, bazıları da kaliteli, işlemeli bir tespih taşır. Bu bir duruş, bir tarz meselesi” diyor. Tespihin kullanım alanları da oldukça çeşitli: “Kimisi oyuncak niyetine oyalanır, kimisi sigarayı bırakmak için kullanır, kimisi salavat çeker.”
Gümüşünse hem erkekler hem de kadınlar tarafından tercih edildiğini belirtiyor ve altına benzerliğine dikkat çekiyor: “Alerji yapmaz, doğaldır, parlaktır. Hem şık hem sağlıklıdır. Ama tabii ki bu da lüks sayılıyor. Herkes alamıyor, herkes almıyor.”
Ekonomik kriz, lüks tüketimi vurdu: “İşçilikli üründe geri dönüş zarar”
Kırmızıkaya, özellikle son yıllarda yaşanan ekonomik krizlerin, vatandaşın lükse ayıracak bütçesini ciddi şekilde azalttığını ifade ediyor. “Gümüşün külçe fiyatı belli ama işçilik bambaşka bir dünya. El emeğiyle yapılan ürünlerin üzerine işçilik bindi mi fiyat artıyor ama geri satarken o işçiliği kimse hesaba katmıyor. Alırken pahalı, satarken zarar” diye özetliyor.
Altında da benzer bir durum olduğuna dikkat çekiyor: “Çeyrek, gram altın gibi sade ürünlerde işçilik azdır. Ama set, yüzük, bilezik aldığında işçilik yüklenir. Hemen satarsan zarar edersin. Ancak uzun vadede, mesela 10 yıl sonra altın değerlenirse kar edersin.”
Gümüş ve altın, savaş zamanının dostu mu?
Döviz, petrol, altın ve gümüş gibi emtiaların kriz zamanlarında devletlerin de en önemli güvenli limanı olduğunu hatırlatıyor Kırmızıkaya. “Nasıl vatandaş yastık altında altın biriktiriyorsa, devletler de aynısını yapıyor. Çünkü savaş çıkar, salgın olur, deprem olur... Ekonomi durduğunda bu birikimler devreye girer. O yüzden altın ve gümüş, hem aksesuar hem de tasarruf aracıdır.”
“Her ay kazancının %10’unu kenara koy”
Kırmızıkaya tüm vatandaşlara da bir çağrıda bulunuyor: “Kimse kazandığının tamamını harcamasın. Asgari ücretli de olsa, ticaret yapan da olsa, ayda %10-%20 tasarruf etsin. Bugün araba almazsın ama yarın ev kurarsın, çocuk evlendirirsin. Bu da bir kültür meselesi.”