Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Van Gölü kıyısında ölü bulunan üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş ile ilgili soruşturmayı yakından takip ettiklerini söyleyerek önemli açıklamalarda bulundu.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Adalet Bakanlığının 2026 yılı bütçe görüşmelerinin ardından milletvekillerinin eleştirilerini ve sorularını yanıtlayan Bakan Tunç, soruşturmaya ilişkin detaylı bilgiler verdi. Bakan Tunç, Rojin Kabaiş’in 27 Eylül 2024’te kaybolduğunu ve 18 gün sonra cansız bedenine ulaşıldığını hatırlattı. Tunç, Van Adli Tıp ve İstanbul Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulunca hazırlanan raporlara göre ölümün suda boğulma şeklinde gerçekleştiğini, cinsel saldırı bulgusuna rastlanmadığını, zehirlenme veya travmatik bir durumun söz konusu olmadığını söyledi.
Bakan, Kabaiş’in vücudundan 67 örnek alındığını ve bunlardan ikisiyle ilgili farklı DNA incelemelerinin yapıldığını belirtti. Bu DNA’ların gölden çıkarılırken bulaşma ihtimali de araştırılmış olup, herhangi bir eşleşme sağlanamadığını ifade etti. Tunç, Kabaiş’in muayenesinde cinsel saldırı bulgusu bulunmadığını vurguladı.
DİJİTAL KAYITLAR VE CEP TELEFONU ÖNEMİ
Bakan Tunç, soruşturmanın dijital boyutunun büyük önem taşıdığını belirtti. Özellikle cep telefonundaki kayıtların incelendiğini ifade eden Tunç, “Eğer cep telefonundaki kayıtlarda bir delile ulaşılabilir mi? Fail varsa eğer oradan ulaşılabilir” dedi.
Tunç, bu amaçla İspanya ile görüşmeler yapıldığını ve cep telefonundaki programın çözülmesi için İspanya Adalet Bakanı ile bizzat görüştüğünü açıkladı. Cep telefonuyla ilgili gerekli görevlendirmelerin yapıldığını belirten Bakan, program çözüldüğünde çıkacak delillerin soruşturmada kullanılacağını ifade etti.
SORUŞTURMA SONUNA KADAR TAKİP EDİLECEK
Bakan Tunç, soruşturmanın sonuna kadar titizlikle takip edileceğini belirterek, Rojin Kabaiş’in ailesinin hassasiyetinin de farkında olduklarını söyledi. Tunç, “Soruşturmayı sonuna kadar takip ediyoruz. Cep telefonuyla ilgili görevlendirmeleri yaptık. Bu program çözüldüğünde, oradan çıkacak delilleri bekliyoruz” dedi.
Soruşturma süreci, hem Türkiye içinde hem de uluslararası iş birliği kapsamında yakından izlenmeye devam ediyor.
