Türkiye’nin en önemli sulak alanlarından biri olan Van’daki Erçek Gölü, bu yıl da göçmen kuşlara ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Göç yolları üzerinde stratejik bir konumda bulunan göl, son günlerde küçük sakarcalar (Mergellus albellus) olarak bilinen göçmen kazların uğrak noktası haline geldi. Uzun ve zorlu yolculukları sırasında kısa bir mola vermek isteyen bu narin kuşlar, Erçek Gölü’nün sakin ve besin açısından zengin sularında dinleniyor.
114 Kilometrekarelik Doğal Cennet
Van’ın doğusunda, 1.808 metre rakımda ve 114 kilometrekarelik yüzey alanına sahip Erçek Gölü, yıl boyunca yüzlerce kuş türüne yaşam alanı sunuyor. Türkiye’de tespit edilen 453 kuş türünün yaklaşık yarısı, Erçek Gölü havzasında gözlemleniyor. Göl, sadece yerel türlere değil, flamingo, turna, pelikan ve sakarca kazı gibi göçmen kuşlara da geçici veya kalıcı konaklama imkânı tanıyor. Bu yönüyle Erçek Gölü, Doğu Anadolu’nun en zengin doğal kuş cennetlerinden biri olarak kabul ediliyor.
“Küçük Sakarcalar Erçek Gölü’nü Dinlenme Tesisi Gibi Kullanıyor”
Küçük sakarcalar, kış aylarını sıcak bölgelerde geçirirken, üreme döneminde kuzey yönüne göç ediyor. Binlerce kilometrelik bu göç yolculuğunda enerji depolamak ve beslenmek için sulak alanlara ihtiyaç duyuyorlar. Erçek Gölü’nün zengin ekosistemi, bu tür kuşlar için ideal bir mola noktası oluşturuyor.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan, Erçek Gölü’nün önemine dikkat çekerek şunları söyledi:
“Van Gölü havzası, sulak alan zenginliği bakımından çok kıymetli. Bu nedenle hem yerleşik hem göçmen birçok kuş türü buraya uğruyor. Yazın Allı turnaları görürken, kasım ayında kazları görmek mümkün. Eğer bu alanları bozmaz, güvenliği ve besin kaynaklarını korursak, her yıl artan sayılarda göçmen kuşu ağırlamaya devam ederiz. Artık sakarca kazlarını da Van Gölü havzasında sıkça görmek mümkün.”
“Korunan Alanlar Artarsa, Tür Sayısı da Artar”
Prof. Dr. Aslan, doğanın korunması ve kuş türlerinin devamlılığı için sürdürülebilir çevre politikalarının önemine vurgu yaptı. Van Gölü havzasında yürütülen koruma çalışmaları sayesinde bölgedeki kuş türü sayısının 250’nin üzerine çıktığını belirten Aslan, bu sayının önümüzdeki yıllarda 300’ü bulabileceğini ifade etti.“Van Gölü havzasındaki doğal mirasımızı koruyabilirsek, bu zenginliği gelecek nesillere aktarabiliriz. Güvenlik, gıda ve çevre bilinci arttıkça göçmen kuşların sayısı da artar. Her yok oluş, doğada yeni bir başlangıcın habercisidir. Bir alan kaybolsa bile doğa kendini yeniler; önemli olan bu yenilenmeye fırsat vermek ve ekosistemi bozmamaktır.”
“Tabiat Hep Birlikte Yaşamakla Güzel”
Erçek Gölü’nde kuşların barınması ve çoğalması için yapılan koruma çalışmaları, bölgenin ekoturizm potansiyelini de artırıyor. Her yıl yerli ve yabancı birçok doğa fotoğrafçısı, göl çevresinde kuş gözlemi yaparak eşsiz manzaraları ölümsüzleştiriyor. Prof. Dr. Aslan, doğayla uyum içinde yaşamanın medeniyet göstergesi olduğuna dikkat çekerek sözlerini şu ifadelerle tamamladı:“Medeni toplum, birbirinin zararından emin olan toplumdur. Tabiat hep birlikte yaşamakla güzel. Eğer biz doğaya saygı gösterir, sulak alanları korur ve buraların güvenliğini sağlarsak, Erçek Gölü’nün misafirleri her yıl daha fazla sayıda döner. Sakarca kazları, turnalar, pelikanlar, ördekler ve leylekler yeniden bu topraklarda çoğalır.”









