Ankara’da 5 yaşındaki kızının gözü önünde öldürülen Başak Gürkan Arslan cinayetinde kayınpederin ifadesi ortaya çıktı.
Milli Savunma Bakanlığı Askeri Fabrikalar Genel Müdürlüğü’ne bağlı 5’inci Ana Bakım Fabrika Müdürlüğü’nde sivil memur olarak çalışan yüksek mühendis Başak Gürkan Arslan, boşanma aşamasında olduğu eşi Barış Arslan ve kayınpederi Kudret Arslan arasında çıkan tartışmada 5 yaşındaki kızının gözü önünde bıçaklanarak hayatını kaybetti.
Olayın ardından Ankara Sulh Ceza Hakimliğince tutuklanan Kudret Arslan ve oğlu Barış Arslan, Sincan Cezaevine gönderildi.
Cinayete tanık olan 5 yaşındaki kızının, teyzesine “Babam tuttu, dedem de annemi kesti. Annemin kanları yerlerdeydi, boğazındaki kemikleri gördüm” dediği öğrenildi.
Kayınpeder Kudret Arslan, savcılıktaki ifadesinde, mal paylaşımı nedeniyle geliniyle tartıştıklarını belirtti. “Oğlum hiçbir şey yapmadı” diyen Arslan, “Başak’ı oğlumu aldattığı için öldürdüm. Bir anlık gözüm döndü. Namusumu temizledim” ifadelerini kullandı.
Başak Gürkan Arslan’ın ailesinin avukatı Alperen Bektaş, tarafların anlaşmalı boşanma aşamasında olduğunu, herhangi bir tazminat veya nafaka talebi bulunmadığını söyledi. Bektaş, “Taraflar arasında herhangi bir tazminat, hak alacak talebi bulunmamaktaydı. Başak Hanım kendisi için de herhangi bir nafaka isteğinde bulunmamıştı. Böyle bir tazminat ya da nafaka, hak ve alacak talebi yoktu. Yalnızca çocuğun giderleri için 500-600 TL gibi bir nafaka talebi bulunmaktaydı.” dedi.
Bektaş, karşı tarafın beyanlarında Başak Hanım’ın evlilik içinde kusurlu gösterilmeye çalışıldığını belirterek, “ Karşı taraf beyanlarında, Başak Hanım'ın evlilik içinde kusurlu olduğunu ifade ediyor. Asla kabul etmemekle birlikte yaptıkları iğrenç bir davranış; bizim için sapkın bir zihniyetin de göstergesi. Evlilik içinde edilmiş malların kendilerine geçmesi için yapılan, gerçekten son derece sağlıksız bir ruhun sonucu diyebilirim" ifadelerini kullandı.
Avukat Bektaş ayrıca, "Başak Hanım'ın arkadaşları ve yakın çevresi tarafından da Başak Hanım'ın daha önceden evlilik içerisinde Barış Bey'in şiddetine uğradığı tarafımıza söylendi. Ne olursa olsun, her ne sebeple olursa olsun, herhangi bir şekilde, herhangi bir insanın yaşam hakkının elinden alınmasının hiçbir haklı sebebi olamaz. Onların şu an savunma hakkı varsa ki buna kimse itiraz edemez; benim müvekkilimin de yaşam hakkı vardı. Bunun elinden alınmasının hiçbir hafifletici nedeni de olamaz" diye konuştu.
Karşı tarafın yaptığı eylemin sadece bir cinnet durumu olmadığını, planlayarak yapılan bir eylem olduğunu söyleyen Bektaş, "Başak Hanım tek bir bıçak darbesiyle öldürülmedi. Yalnızca bir boğaz kesiğiyle değil, Başak Hanım'ın vücudunda birden fazla bıçak darbesi bulunmakta. Kişilerin en ağır cezayı alması, adaletin yerini en doğru şekilde bulması için de elimizden ne geliyorsa var gücümüzle çalışacağız" dedi.
