Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, Van Gölü Havzası’nın önümüzdeki 20 ila 30 yıl içerisinde Akdeniz iklimine geçeceğini söyledi. Artan sıcaklıkların yalnızca bir başlangıç olduğunu belirten Alaeddinoğlu, bu sürecin ciddi kuraklık, su kayıpları ve ekosistem tahribatı gibi etkilerle devam edeceği uyarısında bulundu.

Türkiye genelinde artan hava sıcaklıkları Van’da da etkisini ciddi şekilde hissettirmeye başladı. Bu yıl hem sıcaklık hem de nem oranlarında dikkat çeken bir artış yaşanırken, yağış miktarlarında ise geçtiğimiz yıla kıyasla önemli bir azalma gözlemlendi. Bu durum, Van Gölü Havzası'nda buharlaşmayı artırarak kuraklık sorununu derinleştirirken, Alaeddinoğlu’na göre havza şu an “iyi günlerini” yaşıyor.

“VAN GÖLÜ HAVZASI’NIN TAMAMINDA SICAKLIK ARTIŞI VAR”

Yaklaşık 30 yıldır Van’da sıcaklıkların arttığını söyleyen Prof. Dr. Alaeddinoğlu, “Türkiye'nin tamamında şu an yaşanan bu sıcaklıklardaki artış ve kuraklık sorunu yeni bir olay değil. Van Gölü Havzası’nda yani doğrudan Van ilini de ilgilendiriyor. Yaklaşık 20 yıllık, özellikle de 30 yıllık verilere baktığımızda havzada radikal değişikliklerin olduğunu görüyoruz. 30 yıldır neredeyse Van ili ve Van Gölü Havzası’nın tamamında bir sıcaklık artışı var. Bazı yıllar bu belki dengeleniyor gibi görünüyor ama uzun yıllık veriye baktığımızda havzada sıcaklıklarda bir artış var. Yağışlarda da küçük de olsa bir azalma var. Ancak temel sorun sıcaklıklardaki artıştan kaynaklı havzanın tamamında var olan o su kaynaklarının buharlaşarak atmosfere karışması ve tabii bu da başta toprakta olmak üzere, havzanın tamamında su kaybı anlamına da geliyor.” dedi.

“ÖNÜMÜZDEKİ YILLARDA HAVZA AKDENİZ İKLİMİNE GEÇECEK”

Prof. Dr. Alaeddinoğlu; “Bugün yaşanan 1,6 santigrat derecelik sıcaklık farkı önümüzdeki yıllarda muhtemelen daha da artacak ve havzadaki sıcaklık değerleri her geçen yıl muhtemelen artışına devam edecek. Yani uzun yıllık periyot önümüzdeki 100 yılın sonunda bu sıcaklıklar ortalamalarda 7-8 derecelere kadar çıkacak. Belki daha fazla. Şimdi sıcaklıklarla ilgili şunu bilmekte fayda var. Yani havza şu an bizim uzun yıllık perspektiflerimizde yani ölçümlerimize göre aslında hala iyi günlerimiz yaşıyor. Önümüzdeki 20, 25 ve 30 yıl içerisinde havza muhtemelen Akdeniz iklimine geçecek. Yani o derece sıcaklıklar artacak. Artık kurak bir iklime doğru evrilir. Yani önümüzdeki yıllarda Bitlis'ten yani Tatvan'dan giren bir Akdeniz iklimi ile karşı karşıya kalacağız. Yani artık havzamız kurak bir iklime geçiş yapacak. Bunu bekliyoruz.” diye konuştu.

“20 YILDIR SONBAHAR YAĞIŞLARI ORTADAN KALKTI”

Sıcaklıkların ve nemin arttığını açıklayan Alaeddinoğlu; “Sıcaklık ortalamalarındaki artış da çok ciddi. Kış aylarında yağışlar eskisi gibi hakikaten gerçekleşmiyor. Yağışlardaki periyot şu şekilde dönüştü. Geçmişte yağışlar Van’da, Van Gölü’nde, Van Gölü havzasının tamamında sonbaharda başlardı. Yani ekimin sonları, kasım, aralık aylarında devam ederdi. Şubat, mart iki tane maksimumu vardı. Van Gölü havzasının yağışıyla ilgili. Biri kasımdaydı, biri nisandaydı. Yani kasımda da 100 mm civarında ortalama yağış düşerdi. Nisan'da da. Ama son yıllara baktığınızda sonbahar aylarında özellikle 20 yıldır sonbahar aylarındaki yağışlar yavaş yavaş ortadan kalktı. Özellikle son 10 yıldır artık sonbaharda yağışlar düşmüyor. Yağışlar kış aylarında ve özellikle ilkbahar aylarına kayıyor.” dedi.



“VAN’DA SULAK ALANLAR TEHLİKE ALTINDA”

Geçen yıl yağış rekorlarının kırıldığını ancak bu yıl beklenen yağışların gerçekleşmediğini söyleyen Alaeddinoğlu, “Geçen yıl yağış ekstremlerinin yaşandığı bir yıl oldu. Mayıs ayı son 60 yılın en yağışlı yılı geçti. Yani ciddi bir yağış aldı. 150 mm civarında bir yağış aldı ki bu Mayıs ayının aldığı en yüksek yağıştı. Burada ölçüm yapıldığı yıldan beri ölçülmüş en yüksek yağış değerine ulaşmıştı 2024 yılı. Ancak biz bundan sonra bu değerleri göreceğiz. 1000 mm'lerden bugün 1700-1800 bazı yıllar 2000'in üzerine çıkan bir yani yüzde 100'ün üzerinde bir buharlaşma artışı var. Şimdi havzanın tamamını düşündüğünüzde burası sulak alanlarla dolu. Van Gölü, Erçek Gölü, birçok küçük orta ölçekli göller var. Muazzam sayıda sulak alan var. Dolayısıyla bu sulak alanlar, özellikle o sığ olanlar, küçük olanların önemli bir kısmı kuruma tehlikesi ile karşı karşıya. Sonbaharda düşen yağışlar artık ilkbahara kayıyor. Ortalama yağışlarda bir düşüş var. Düzenli yağışlar bazen sağanak yağışlara, yani kontrolü olmayan böyle toprağın arzu ettiği, çiftçinin arzu ettiği yağışlar değil de daha çok sağanaklar şeklinde sellere, taşkınlara neden olan yağışlar şekline dönüştü. Dolayısıyla önümüzdeki periyot içerisinde havzanın iklimi değişiyor. Akdeniz iklimine geçeceğiz.” şeklinde konuştu.

Van Yanıyor! Kavurucu Sıcaklar Geliyor! (1 Ağustos 2025)
Van Yanıyor! Kavurucu Sıcaklar Geliyor! (1 Ağustos 2025)
İçeriği Görüntüle

“GÖL ÇEKİLMEYE DEVAM EDECEK”

Son yıllarda göl suyunda çekilmelerin olacağını söyleyen Alaeddinoğlu, “Şimdi Van Gölü, bildiğiniz üzere derinliği çok yüksek, 400 metre aşkın bir derinliğe sahip. Şimdi göldeki seviye değişimleri yaşanacak. Yani göl çekilmeye devam edecek. Ama bu radikal bir değişiklik olmayacak.
Neden? Belli bir yerden sonra özellikle o akarsuların geri döküldüğü yerlerde radikal bir çekilme oluyor çünkü buralar sığ. Sığ yerlerde bazı alanlar kara haline dönüşebilir. Ama onun dışındaki alanlardaki o geriye gidiş çok ciddi ölçüde olmayacak. Dolayısıyla Van Gölü evet, alan kaybedecek ama öyle ortadan kaybolması gibi bir durum yok. Mesela çoğu insan, Van Gölü'nden çok daha derin olan Aral Gölü'nde yaşanan kurumadan bahsediyor. Van Gölü'nün kaç katı büyüklüğündeki bir göl yok oldu da Van Gölü neden yok olmasın? diye soruyorlar. Aral Gölü'nün ya da İran tarafındaki Urmiye Gölü'nün kurumasındaki temel neden, onun çevresinde onlarca baraj inşa edilmesidir. O gölü besleyen bütün akarsuların önleri kesildi. Ama Van Gölü'nde böyle bir durum yok. Van Gölü'ne akan dört akarsu bulunuyor. Van Gölü çevresinde baraj yok. Van’da ayrıca kurulan barajlar var. Van Gölü'nü besleyen akarsuların önemli bir kısmı yüzeye yakındır. Van Gölü alan kaybetmeye devam edecek. Bu konuda iyileştirmeler yapılabilir. Mesela kıyı kullanımı noktasında yeni adımların atılması lazım. Yani insanların daha rahat, daha etkin gölü kullanabilmesi için Van Gölü kıyısında suların çekilmesiyle birlikte oluşan o belli alanların iyileştirilmesi gerekiyor. Doğrusu gölde çok radikal bir değişim beklemiyoruz.” dedi.

“ŞEHRİN İÇME SUYU SORUNUNA YÖNELİK DAHA RADİKAL ADIMLAR ATILSIN”

Van’ın içme suyunda ilerleyen dönemlerde ciddi sorunlar yaşanabileceğini söyleyen Alaedddinoğlu, “Van Gölü tam bir doğal miras. Van Gölü havzası kapalı bir havza. Dolayısıyla kapalı havzaların şöyle bir riski var. Şimdi açık havzalarda, yani akarsuların denizlere ulaştığı havzalarda su vardır. Yani bir havzadaki suyu başka bir havzaya transfer edebilirsiniz. Oradaki insanların içme, kullanma suyunu, sanayinin kullanma suyunu sağlayabilirsiniz. Ama kapalı havzalarda bunu yapamazsınız. Dolayısıyla kapalı havzalarda suyu yönetmek zorundasınız. Ciddi bir şekilde, zaten iklim değişikliğinden kaynaklı yaşanacak bu sorunları yönetmeniz lazım. Bir de buranın kapalı havza olduğunu bilincine lütfen varsın herkes. Van kentinin ihtiyaç duyduğu su yer altından sağlanıyor. Yani kaynak suları. Şimdi düşünsenize kar yağışı yeterince eğer o yeraltı suyunu desteklemiyorsa koca bir ilin, koca bir şehrin içme suyu aniden kesilebilir. Lütfen şehrin içme suyu sorununa yönelik daha radikal adımlar atılsın. Yani bu konu lütfen unutulmasın. Bunu özellikle hatırlatmak isterim. Van için içme suyu ve kullanma suyu kesinlikle stratejik öneme sahiptir. Bir milyonun üzerindeki insanın hayatı ile ilgili bir konudur. Dolayısıyla bu konuda daha hassas davranılması ve bu konunun kesinlikle yönetilmesi şarttır.” ifadelerini kullandı.

Muhabir: EDANUR KUŞ