Milli Eğitim Bakanlığı, Türkiye’nin köklü mutfak kültürünü dünyaya tanıtmak için “Gastronomi Lisesi” projesini hayata geçiriyor. Bu kapsamda 7 bölgeye birer okul kurulacak. Türk yemek kültürünü, “annelerimizin reçeteleri”yle gelenekselleşen tatları ve unutulmaya yüz tutmuş lezzetleri gelecek nesillere aktarmayı hedefleyen bu liseler, Türkiye’nin gastronomi mirasını eğitimle güçlendirecek.
Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, gastronomi liseleri her bölgede farklı bir temaya odaklanacak. İstanbul’da Osmanlı mutfağı, Antalya’da endemik bitkiler ve doğal ürünler, Gaziantep’te baklava ve geleneksel tatlılar, Konya’da buğday ve hamur işleri, Trabzon’da fındık ve pastacılık, İzmir’de meze ve zeytinyağlılar, Erzurum’da ise et ve süt ürünleri üzerine eğitimler verilecek.

“ERZURUM SEÇİLDİ AMA VAN BU LİSE İÇİN DAHA UYGUNDU”
DOĞAPAFED Başkanı Ali Geyik, Milli Eğitim Bakanlığı’nın Doğu Anadolu’daki gastronomi lisesini Erzurum’a tahsis etmesini değerlendirdi. Geyik, Erzurum’un seçilmesini anlayışla karşıladığını ancak Van’ın bu konuda çok daha güçlü bir aday olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Bu liseler bölgeler üzerine kuruluyor. Erzurum seçilmiş, doğrudur. Sonuçta aynı ülkenin şehirleriyiz, her biri bizim şehrimizdir. Ama bölgede bu konuda ürün yelpazesinin en geniş olduğu il Van’dır. Bu liseye sahip olması gereken şehir Van olmalıydı.”
“BÖLGE BAZLI ÇALIŞMA YAPILIRSA DAHA İYİ OLUR”
Van mutfağının zenginliğine dikkat çeken Ali Geyik, bölge bazlı planlamanın önemine vurgu yaptı. Geyik, “Bizim zaten gastronomi üzerinde çok büyük eğitim vereceğimiz noktalarımız, liselerimiz ve üniversitelerde tam teşekküllü mutfaklarımız bulunmamaktadır. Eğer Erzurum’da açılacak lisede bölge bazlı bir çalışma yapılırsa o zaman güzel olur. Zaten ben bunu hep dile getiriyorum. Aslında bölge bazlı çalışmamız lazım.” dedi.
“BÖLGE BAZLI BİR KONSEY KURULMALI”
Geyik, gastronomi eğitiminde iş birliği kültürünün önemine dikkat çekerek, “Bölge bazlı çalışmada coğrafi işaretler de bunun içine giriyor. Bölge bir araya gelip bir konsey oluşturmalı. Bu konsey içindeki insanların birlik içinde çalışması, açılacak gastronomi liselerinin daha verimli olmasını sağlayacaktır.” ifadelerini kullandı.
“VAN MUTFAĞI COĞRAFYAYA GÖRE ŞEKİLLENMİŞTİR”
Ali Geyik, Van mutfağının karakteristik yapısına da değinerek şunları söyledi:
“Mutfaklar coğrafyaya göre şekillenir. Van mutfağı da coğrafyaya göre şekillendiği için endemik bitkiler, dana ve küçükbaş hayvan ile bakliyat üzerine kuruludur. Mutfağımızda yörede yaşayan halkların kültürleriyle bütünleşen bir lezzet zenginliği vardır. Van mutfağının temelinde endemik bitkiler ve kuru bakliyatlar yatmaktadır. Bu bitkilerin saklanması, kurutulması ve kışa hazırlanması mutfağımızın en belirgin özelliğidir.”
“VAN MUTFAĞININ SARAY KÜLTÜRÜYLE YAKIN BAĞLANTISI VAR”
Geyik, Van mutfağını diğer yöresel mutfaklardan ayıran özelliklere de değindi.
“Van mutfağını farklı kılan en büyük unsur, endemik bitkilerin ve kurutulmuş meyvelerin yemeklerde yoğun kullanılmasıdır. Tatlılarda kuru meyve ve etin bir arada kullanılması, Van mutfağını saray mutfağına yaklaştıran en önemli özelliktir.” dedi.
“VAN MUTFAĞININ TANITIMI İÇİN BÜYÜK ÇALIŞMALAR YAPTIK”
Van mutfağının geçmişte hak ettiği değeri görmediğini ancak son yıllarda önemli bir gelişme yaşandığını belirten Geyik, “Van mutfağının tanıtımında bir dönem geride kalmıştık. Ancak Ticaret Odası ve Doğu Kalkınma Ajansı’nın son dönemdeki girişimleriyle ciddi ilerlemeler sağlandı. Van mutfağı üzerine yaptığım kitap çalışması, kurduğumuz dernek ve gerçekleştirdiğimiz tanıtım etkinlikleriyle artık daha fazla tanınıyoruz. Şu anda 52 coğrafi işaretli yemeğimiz var. Bunların 16’sı tescillendi, geri kalanı başvuru aşamasında. Eksiklerimizi giderip markalaşmayı başarabilirsek, mutfağımızı çok daha güçlü şekilde tanıtabiliriz.” ifadelerini kullandı.
“VAN ÜRÜNLERİ BÜYÜKELÇİLİKLERDE TANITILMALI”
Geyik, Van mutfağının uluslararası düzeyde tanıtılmasının önemine vurgu yaparak, “Van mutfağının özellikle büyükelçiliklerde, konsolosluklarda yapılacak tadım sofralarında tanıtılması gerekiyor. Ürün yelpazemiz çok geniş. Bu ürünlerin e-ticaret üzerinden satılması hem tanıtım hem de ekonomik anlamda büyük bir pazar oluşturacaktır.” dedi.
“VAN KAHVALTISINI YURT DIŞINDA DA TANITIYORUZ”
Uzun yıllardır gastronomi alanında çalışmalar yürüten ve 12 yıldır dernek başkanlığı yapan Ali Geyik, Van mutfağını yurt dışında da tanıttıklarını belirtti:
“Biz dernek olarak 12 yıldır faaliyet gösteriyoruz. Yurt içinde ve yurt dışında Van mutfağını tanıtıyoruz. Şu anda İran’ın Tebriz kentindeyim, burada eğitim veriyorum. Burada Van kahvaltısını tanıtıyorum. Gittiğim her ülke ve ilde Van mutfağını tanıtmaktan büyük keyif alıyorum.” dedi.
“VAN’IN GASTRONOMİ POTANSİYELİ GÖRMEZDEN GELİNMEMELİ”
Van’ın hem ürün çeşitliliği hem de kültürel derinliğiyle gastronomi eğitimi açısından büyük bir potansiyele sahip olduğunu vurgulayan Geyik, “Van, hem coğrafi çeşitliliği hem de kültürel zenginliğiyle bu okulun açılması için en uygun illerden biridir. Bölgede bu kadar geniş ürün yelpazesine sahip başka bir il bulmak zor.” şeklinde konuştu.
“VAN MUTFAĞI, ENDEMİK LEZZETLERİYLE ANADOLU’NUN GİZLİ HAZİNESİ”
Van mutfağı, yüzyıllardır farklı kültürlerin iç içe yaşadığı coğrafyada şekillenmiş, Anadolu’nun en zengin mutfaklarından biri olarak öne çıkıyor. Yörede yetişen endemik bitkiler, tahıllar ve küçükbaş hayvancılığın yaygın olması, mutfağa hem çeşitlilik hem de özgün tatlar kazandırıyor.
Van’ın en bilinen lezzetleri arasında otlu peynir, keledoş, ayran aşı çorbası, murtuğa, kavut, jaji ve kurut aşı yer alıyor. Özellikle Van kahvaltısı; otlu peyniri, cacığı, kaymağı, genciri, balı ve kavutu ile hem Türkiye’de hem de dünyada marka haline gelmiş durumda. Geleneksel tarifler ise Van mutfağına saray mutfağıyla benzer bir zenginlik katıyor. Bölgedeki aşçılar, bu geniş ürün yelpazesinin gastronomi eğitimiyle desteklenmesi halinde Van’ın Türkiye’nin gastronomi başkentlerinden biri olabileceğini belirtiyor.




