Van'ın Erciş ilçesine bağlı Sahilkent Mahallesi kıyı şeridinde, Van Gölü yüzeyinin büyük bir bölümünün yosun tabakasıyla kaplandığı görüldü. Oluşan bu manzara, göldeki kirlilik seviyesine dair endişeleri artırdı.
Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan YYÜ Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, Van Gölü'nün ekolojik yapısının hassasiyetine vurgu yaptı.
GÖLÜN YAPISI KİRLİLİĞE KARŞI ÇOK KIRILGAN
Dr. Akkuş, Van Gölü'nün temel özelliklerini hatırlatarak, "Van Gölü’nün en büyük özelliklerinden biri kapalı bir havza olmasıdır. Göl, dışarıya su vermediği gibi, dışarıdan da su girdisi olmayan bir yapıdadır. Yüzey alanı büyük olmasına rağmen, 1.650 metre gibi yüksek bir rakımda bulunması ve sert iklim şartları nedeniyle biyolojik döngüsü oldukça yavaştır," dedi.
Akkuş, bu durumun gölü kirliliğe karşı oldukça kırılgan yaptığını belirterek, "Bu durum, Van Gölü’nün kirliliğe karşı aslında çok kırılgan bir yapıya sahip olmasına yol açıyor. Bulunduğu rakım ve iklim şartları nedeniyle kirliliğe karşı çok kırılgan," ifadelerini kullandı.
"KİRLİLİK YÜKÜ ABSORE ETME KAPASİTESİNİ AŞTI"
Van Gölü çevresinde yaşayan 1 milyondan fazla insanın atıklarının göl üzerindeki baskısını dile getiren Akkuş, nüfus artışının yarattığı tehlikeye dikkat çekti:
"Tarihte belki de ilk kez bu kadar kalabalık bir nüfus göl etrafında yaşıyor. Artık tüketim toplumu haline geldik. Kapalı bir göl olması sebebiyle Van Gölü’ne ulaşan her bir damla kirlilik burada hapsoluyor. Göllerin belli bir özümseme kapasitesi olmasına rağmen, Van Gölü şu anda absorbe edebileceğinden çok daha fazla kirlilik yükü alıyor."
YOSUN TABAKALARI GÖLÜN MESAJI
Gölün verdiği sinyallerin kirlilik yükünün arttığının göstergesi olduğunu belirten Akkuş, oluşan yosunlaşmaya dikkat çekti:
"Göller aslında bize çeşitli mesajlar verir. Bunların en açık göstergesi, yosunlaşma veya ötrofikasyon dediğimiz olayların görülmesidir. Eskiden göl kenarında büyük yosun adacıkları görmezdiniz. Ancak son 2-3 yıldır kıyı kesimlerde yosun adacıkları ve yosunla kaplanmış taşlar görmek mümkün."
Erciş kıyısında oluşan devasa yosun tabakasına özel olarak değinen Akkuş, bu durumun "göle gelen kirli suların, gölün absorbe kapasitesini aştığını gösterdiğini" ifade etti. Akkuş, azot ve fosfatça zengin atık suların göle karışmasının gölün bu şekilde tepki vermesine neden olduğunu söyledi.
"TEK BİR DAMLA KİRLİ SU BİLE ÇOK FAZLA"
Kirliliğin devam etmesi halinde ekolojik sorunların derinleşeceği uyarısında bulunan Akkuş, sözlerini şöyle tamamladı: "Eğer kirli sular göle karışmaya devam ederse, kırılgan yapıdaki göl için olumlu bir gelecekten bahsetmek mümkün değil. Kıyı kesimlerde kötü kokular oluşacak, su kuşları ve inci kefali gibi türler olumsuz etkilenecektir. Bu saatten sonra Van Gölü için tek bir damla kirli su dahi fazladır."
Akkuş, "Doğal kaynakların parayla bir karşılığı yok. Ülkemizin nazar boncuğu olan Van Gölü’nün korunması için her türlü tedbirin alınması ve arıtma tesislerinin tam kapasiteyle çalıştırılması gerekiyor," çağrısında bulundu.