Türkiye’nin en büyük gölü ve aynı zamanda dünyanın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü, son yıllarda etkisini artıran kuraklık nedeniyle hızla su kaybediyor. 3 bin 712 kilometrekarelik yüzey alanına sahip olan gölde, yağışların azalması ve buharlaşmanın artmasıyla birlikte çekilme, gözle görülür boyutlara ulaştı. Gölün sığ kesimlerinde yüzlerce metreyi bulan çekilme, sadece kıyı çizgisini değil, ekosistemi de derinden etkiliyor.
Gölün su bütçesi kar yağışına bağlı
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, Van Gölü’nün kapalı bir su sistemi olduğunu vurgulayarak, gölün su bütçesini büyük ölçüde kış aylarında yağan karların oluşturduğunu söyledi. Akkuş, “Van Gölü’nün çok basit bir su bütçesi var. Yağmur ve kar suyu göle girdi sağlarken, buharlaşma ise çıktıyı oluşturuyor. Ancak bu yıl Şubat ayında mevsim normallerinin çok altında yağış gerçekleşti. Geçen yıllara kıyasla Şubat yağışları yüzde 60 oranında daha azdı. Yaz sıcaklıklarının da artmasıyla birlikte buharlaşma hızlandı ve gölde ciddi bir su kaybı meydana geldi” dedi.
Eylül-Ekim'de su kaybı daha belirgin olacak
Göldeki çekilmenin ilerleyen aylarda daha da artacağına dikkat çeken Akkuş, özellikle Eylül ve Ekim aylarında su seviyesindeki düşüşün daha bariz hale geleceğini söyledi. Akkuş, “Bu durumdan en çok balıkçı limanları etkileniyor. Çünkü göl kıyısındaki limanlarda su seviyesi düşünce teknelerin limana giriş çıkışı zorlaşıyor. Bu da yerel balıkçılığı olumsuz etkiliyor” diye konuştu.
Çalışmayan arıtma tesisleri göl için büyük tehdit
Kuraklık kadar büyük bir tehlikenin de kirlilik olduğunun altını çizen Dr. Akkuş, Van Gölü çevresindeki çalışmayan arıtma tesislerinin ciddi bir çevre sorunu oluşturduğunu belirtti. Akkuş, “Van Gölü kapalı bir göl ve buraya giren her bir damla kirli su, dışarıya çıkamıyor. Çekilme kadar, gölü tehdit eden en büyük unsurlardan biri bu. Arıtma tesislerinin bir an önce faaliyete geçirilmesi gerekiyor. Bu saatten sonra Van Gölü için her damla kirlilik fazladır” ifadelerini kullandı.
Tarihi yapılar ve mikrobiyalitler ortaya çıkıyor
Su seviyesinin düşmesiyle birlikte daha önce su altında kalan mikrobiyalitler, tarihi yapılar ve eski yerleşim yerleri ortaya çıkıyor. Bu durum, göl çevresindeki değişimin ne denli büyük olduğunu gözler önüne seriyor. Uydu görüntülerinde de göldeki daralma net şekilde izlenebiliyor.
Uzmanlar, Van Gölü’nün geleceği için acil önlemler alınması gerektiğini vurgularken, hem iklim değişikliğiyle mücadele hem de çevre kirliliğinin önlenmesi adına tüm yerel ve ulusal kurumların iş birliği yapması gerektiğinin altını çiziyor.