Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi, 2025 yılının ilk 9 ayında yaklaşık 500 yaban hayvanına müdahalede bulundu.
Merkezin Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan, Van Gölü Havzası’nın Türkiye'nin en zengin sulak alanlarından biri olduğunu belirterek, bu ekosistemin aynı zamanda birçok yaralı ve yardıma muhtaç yaban hayvanına da ev sahipliği yaptığını söyledi.
9 AYDA 500’E YAKIN HAYVAN TEDAVİ EDİLDİ
Merkezin yıl boyunca farklı nedenlerle doğadan kopan yaban hayvanlarını kabul ettiğini ifade eden Aslan, "Bu yıl özellikle ilkbahar aylarında, annesinden ayrılan ya da yuvadan düşen çok sayıda yavru hayvan merkeze getirildi. Aralarında tilki, kurt, şahin ve karga gibi türler bulunan yaklaşık 100 yavru tedavi altına alındı. Bunlardan 60’ı başarılı rehabilitasyon sürecinin ardından doğaya bırakıldı" dedi.
Aslan, merkeze yalnızca yavru hayvanların değil, trafik kazası, ateşli silah yaralanması ve güçsüzlük gibi nedenlerle zarar gören yetişkin yaban hayvanlarının da getirildiğini belirterek, 2025’in ilk dokuz ayında toplamda 500’e yakın hayvanın tedavi edildiğini söyledi.
BİR ÇOK HAYVAN TÜRÜ MERKEZE ULAŞTIRILIYOR
Prof. Dr. Aslan, "Yaralı kartallardan tilkilere kadar pek çok yaban türü merkeze ulaştırılıyor. Bu yıl tedavisi tamamlanan 20 yırtıcı kuş tekrar doğaya kazandırıldı. Ayrıca nesli tehlikede olan sakallı akbaba ve toy kuşu gibi türler de merkezimizde tedavi altına alındı" ifadelerini kullandı.
SADECE TEDAVİ DEĞİL, FARKINDALIK OLUŞTURMA ÇALIŞMALARI DA YÜRÜTÜLÜYOR
Merkezin sadece tedavi değil, farkındalık oluşturma çalışmaları da yürüttüğünü aktaran Aslan, eğitim seminerleri, öğrenci ziyaretleri ve çevre etkinlikleriyle özellikle çocuklara doğa bilinci kazandırmayı hedeflediklerini belirtti. Bu çalışmaların sahada karşılık bulduğunu söyleyen Aslan, "Ateşli silah kaynaklı yaralanmalarda azalma gözlemliyoruz. Ayrıca vatandaşlar, yaralı hayvanları merkeze ulaştırma konusunda daha duyarlı hale geldi" dedi.
Prof. Dr. Aslan, doğaya dönemeyecek durumdaki hayvanlar için merkezde uzun süreli yaşam alanları oluşturduklarını da belirtti. Sulak ve karasal alanlara özel barınakların yer aldığı merkezde, sakallı akbaba ve vaşak gibi türler güvenli bir ortamda yaşamını sürdürüyor. Aynı zamanda merkezin bilimsel araştırmalara da kaynak sağladığını vurgulayan Aslan, merkezin tedavi faaliyetlerinin yanında bilimsel üretim yapan bir laboratuvar niteliği taşıdığını kaydetti.
