Van’ın tarihine ışık tutan geleneksel Van evleri yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Yüzlerce yapının bulunduğu Eski Van Şehri’nden bugün yalnızca iki ev ayakta kalabildi. Mimarlık Bölüm Başkanı Doç. Dr. Şahabettin Öztürk, bu kültürel mirasın korunması için çağrıda bulundu.

Anadolu'nun kadim şehirlerinden biri olan Van, sadece doğal güzellikleri ve tarihi kaleleriyle değil, aynı zamanda özgün sivil mimarisiyle de geçmişin izlerini günümüze taşıyan önemli bir yerleşim. Ancak bu tarihsel miras, her geçen yıl biraz daha siliniyor. Özellikle Van Kalesi’nin güneyinde kurulan Eski Van Şehri'nde, 19. yüzyılın sonlarına kadar yoğun şekilde inşa edilen geleneksel Van evleri, bugün yok olmanın eşiğinde. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, Mimarlık Bölüm Başkanı Doç. Dr. Şahabettin Öztürk, bu eşsiz yapıların büyük çoğunluğunun ya ihmal, ya savaşlar, ya da doğal afetler nedeniyle yıkıldığını söylüyor. Öztürk, geçmişte yüzlerce örneği bulunan bu evlerden günümüzde yalnızca ikisinin ayakta kaldığını belirterek, hem mimari açıdan hem de kültürel kimlik bakımından büyük bir kaybın yaşandığına dikkat çekiyor. Geleneksel Van evlerinin sadece bir barınma biçimi değil, aynı zamanda dönemin yaşam biçimini ve estetik anlayışını yansıtan birer kültürel belge olduğunu vurgulayan Öztürk, bu mirasın korunması için toplumun tüm kesimlerine önemli sorumluluklar düştüğünü ifade ediyor.


VAN’IN KİMLİĞİ YOK OLUYOR”

Eski Van Şehri’nde, özellikle Van Kalesi’nin güneyinde 19. yüzyılın son çeyreğine kadar coğrafi ve kültürel koşullara uygun olarak inşa edilen geleneksel Van evleri, kent mimarisinin en önemli parçalarından birini oluşturuyordu. Ancak savaşlar, depremler, ilgisizlik ve betonarme yapılaşma nedeniyle bu yapıların büyük bölümü ortadan kalktı. “2011 Van-Erciş depremine kadar ayakta kalan birkaç yapı vardı” diyen Doç. Dr. Öztürk, “Ancak bu depremden sonra geriye yalnızca iki geleneksel Van evi kaldı. Oysa bu yapılar Van’ın tarihsel ve kültürel kimliğini yansıtan eşsiz örneklerdi” ifadelerini kullandı.

SADECE İKİ TANESİ KALDI

“Geleneksel Van evleri, mimarlık ve kültür tarihimizin önemli parçalarıdır” diyen Doç. Dr. Öztürk, bu yapıların çoğunun 19. yüzyılın son çeyreğine kadar Van Kalesi'nin güneyinde yer alan Eski Van Şehri'nde yoğunlaştığını söyleyerek, “ Ancak 1915-1918 yılları arasında yaşanan işgallerin ardından yapıların büyük bölümü yok oldu. 1990’lara kadar ulaşan birkaç ev de ilgisizlik, plansız yapılaşma ve depremler nedeniyle yıkıldı. Bugün ise yalnızca iki geleneksel Van evi ayakta” dedi.

“KENT HAFIZASI SİLİNİYOR”

Öztürk, “Savaşlar, ihmalkârlık ve betonarme yapı özentiyle, Van’ın sivil mimari mirası neredeyse tamamen silinmiş durumda. 2011 Van-Erciş depreminde ayakta kalan beş geleneksel evin tamamı yıkıldı. Günümüzde tescilli ve ayakta kalan sadece iki yapı var. Ağır iklim koşullarına göre şekillenen Van evleri, Anadolu’nun diğer bölgelerindeki ev tiplerinden farklılık gösteriyor. Kerpiç malzeme, düz toprak dam, iç sofah plan tipi gibi özgün mimari öğelerle inşa edilen bu evler, yalnızca bir barınma biçimi değil, aynı zamanda dönemin kültürel kodlarını yansıtan birer yapı örneğiydi” diye konuştu.

SÜSLEME DETAYLARIYLA SANAT ESERİ NİTELİĞİNDE

Prof. Dr. Öztürk, geleneksel Van evlerinde yer alan süslemelere de dikkat çekti:

“Giriş kapılarındaki ferforje demir işçiliği, ahşap tavan ve saçak detayları, tuğla kemerlerdeki ay-yıldız motifleri bu evleri hem mimari hem sanatsal açıdan değerli kılıyor.”

“MİRASI YAŞATMAK İÇİN SONRADAN İNŞA EDİLDİ”

Yok olan bu mirası yaşatmak amacıyla önemli bir adım atıldığını belirten Öztürk, 2015 yılında Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı’nın desteğiyle başlatılan Kalecik Geleneksel Van Evleri Mahallesi Projesi hakkında bilgi verdi. Öztürk, “ Proje kapsamında Van’ın Tuşba ilçesinde, şehre hakim yüksek bir noktada, geleneksel mimariye uygun dört adet iki katlı Van evi inşa edildi. Bu evlere, Osmanlı döneminde Van’da görev yapan valilerin isimleri verildi: Hüsrev Paşa, Ali Paşa, Mehmet Emin Paşa ve Cevdet Paşa evleri. Proje; dükkânlar, tandır evi, taş konak, açık amfi ve çeşitli sosyal alanlarla birlikte 2017 yılında tamamlanarak hizmete açıldı. Bu bölge günümüzde sosyal ve kültürel etkinliklerin merkezi haline gelmiş durumda” diye konuştu.

SON DAKİKA: Van'da Feci Kaza!
SON DAKİKA: Van'da Feci Kaza!
İçeriği Görüntüle

“BU MİRAS KORUNMALI”

Doç. Dr. Öztürk, sözlerini şu çağrıyla noktaladı:
“Geleneksel Van evleri sadece geçmişin mimari ürünü değil, aynı zamanda halkın yaşam biçiminin, kültürünün ve sanat anlayışının bir yansımasıdır. Bu yapılar belgelenmeli, korunmalı ve gelecek kuşaklara aktarılmalıdır. Aksi takdirde Van’ın kent hafızası silinir. Yerel yönetimleri, sivil toplum kuruluşlarını ve halkı bu mirasa sahip çıkmaya davet ediyorum.”

Muhabir: ADİL HARMANCI