Van'da 47 yıldır terzilik yapan Yahya Sümer, teknolojinin ve hazır giyim sektörünün hızla gelişmesine rağmen mesleğini sürdürmeye devam ediyor. “Çırak yok, usta yok ama talep hâlâ var” diyen Sümer, ısmarlama dikimin hala kıymetli olduğunu belirterek, sabır ve özveriyle işini yaşatmaya kararlı.
Van’da yarım asra yaklaşan meslek geçmişiyle terzilik yapan Yahya Sümer, teknolojiyle değişen alışkanlıklara, hazır giyimin yaygınlaşmasına, ekonomik krize ve çırak yokluğuna rağmen mesleğini büyük bir özveriyle sürdürmeye devam ediyor. “Çırak yok, usta yok ama talep hâlâ var” diyen Sümer, ısmarlama dikimin ve el işçiliğinin hâlâ önemli bir karşılık bulduğunu vurguluyor.
Ekonomik Daralma, Gelecek Kaygısı ve Terzilikte Kırılma Noktası
Son 20 yılda moda ve tekstil sektöründeki hızlı dönüşüm, terzilik mesleğini büyük oranda görünmez hale getirdi. Ucuz, hızlı ve seri üretim yapan markaların yükselişi, ısmarlama dikim kültürünü gölgede bıraktı. Artık insanlar bir kıyafeti prova süreci olmadan, anında alıp giyebilmek istiyor.
Bu dönüşüm, Türkiye’nin birçok yerinde olduğu gibi Van’da da zanaat temelli meslekleri derinden etkiledi. Yahya Sümer’e göre, yalnızca teknoloji değil, aynı zamanda ekonomik belirsizlikler, gençlerin mesleğe ilgisizliği ve “anlık kazanç” beklentileri de mesleğin sürdürülebilirliğini zorluyor.
Van’da 47 Yıldır Dikiş Başında
Yahya Sümer terziliğe çocuk yaşta, babasının yönlendirmesiyle başlamış. O günlerden bu yana mesleğe sadakatini hiç kaybetmemiş. Sümer, “Babam, ‘kolunda altın bileziğin olsun’ derdi. Şimdi dönüp baktığımda iyi ki bu işi seçmişim diyorum. Bu meslek sabır ister, emek ister ama helali helaldir” sözleriyle mesleğine duyduğu bağlılığı dile getiriyor.
Van’da ısmarlama dikim yapan terzilerin sayısının giderek azaldığını söyleyen Sümer, sektördeki dönüşümü şu sözlerle anlatıyor:
“Eskiden bayramdan bir ay önce sipariş alırdık. Takım elbise diken terziler arasında sıra olurdu. Şimdi paça, daraltma, fermuar değişimi gibi işler ağırlıkta. Ismarlama diken birkaç kişiyiz. Talep var ama işin ehli azaldı.”
“Bayram Değil, Mevsim Geçişi Yoğunluğu Var”
Sümer, artık bayramların değil, mevsim geçişlerinin yoğunluk dönemi olduğunu belirtiyor:
“Bayramlık telaşı eskiden olurdu. Şimdi insanlar hemen giyip çıkabilecekleri kıyafetleri tercih ediyor. Mevsim geçişlerinde pantolon, mont gibi kıyafetlerin tamiratı artıyor. Yine de, rahatlığı bilenler ısmarlama kıyafetten vazgeçmiyor.”
“Ekonomik Kriz, Mesleğe Olan İlgiyi Bitirdi”
Yahya Sümer, mesleğin geleceğine dair en büyük kaygının ekonomik kriz olduğunu ifade ediyor:
“Çırak yetişmiyor. Eskiden terziliği öğrenmek için maaş beklemeden yıllarca çalışılırdı. Şimdi ilk sorulan şey: 'Ne kadar maaş alırım?' Çünkü gençlerin temel kaygısı geçim. Bu şartlarda kimse el zanaatına yönelmek istemiyor. Alım gücü düşünce, insanlar da terziyi lüks görmeye başladı. Oysa terzilik bir ihtiyaçtı, şimdi unutulan bir gelenek oldu.”
“Bu Meslek Hâlâ Kutsal”
Sümer, işin ruhunun sadece dikişle değil, sabır ve özveriyle örüldüğünü söylüyor. Günlük 3-5 müşteri geldiğini, bazen haftalarca işsiz kaldığını ama yine de mesleği bırakmayı hiç düşünmediğini vurguluyor:
“Her dikişte karakter var. Her kıyafette insanın zevki ve kimliği yatar. Bu yüzden bu meslek hâlâ kutsaldır. Hâlâ ayakta duruyoruz çünkü kıymet bilen bir kesim var. İşimizi özenle yapıyoruz.”
“Teknolojiye Ayak Uyduramadık Ama Hâlâ Kıymetliyiz”
Son sözlerinde, teknolojik gelişmelere rağmen mesleğin değerini koruduğunu söyleyen Sümer, şöyle diyor:
“Evet, teknolojiyle yarışamıyoruz. Ama üzerinize tam oturan bir kıyafetin yerini hiçbir şey tutamaz. Hazır giyim hızlı olabilir ama rahatlık veremez. Van’da bunu bilen müşteriler hâlâ bizi arıyor, iş getiriyor. Elimizden geldiğince bu mesleği yaşatacağız.”
Usta Azalıyor, Talep Sürüyor
Van’da ısmarlama terzilik yapan usta sayısı bir elin parmaklarını geçmese de, Yahya Sümer gibi zanaatkarlar mesleği ayakta tutmaya çalışıyor. Her dikişinde bir geçmişin, her ölçüde bir emeğin izi olan bu meslek, belki eski şaşaalı günlerinden uzak ama hâlâ yaşamaya değer. Sümer’in sözleriyle bitirelim: