Günlerini bu barış görüşmeleri sürecini sabote etmeye odaklayan Müsavat Dervişoğlu, Ümit Özdağ, Mansur Yavaş ve türevlerini Guso'ya benzetiyorum.
'Guso' nedir diye sorarsanız, 'Guso' bizim coğrafyada toplum tarafından kabul görmeyen, kimsenin selam vermediği, ismi sürekli kirli, karanlık işlerle anılan bir tipleme.
Mesela, aşiretler arası, aileler arası herhangi bir husumetin son bulması için sulh yapılırken, Guso anında gider çomak sokardı.
Yalan yanlış beyanlarla ortalığı velveleye verirdi.
Senden aldığı lafa bin ekleyerek karşı tarafa yetiştirirdi.
İşi gücü karıştırmaktan başka bir şey değildi, velhasıl.
Yani yukarıda isimlerini zikrettiğim bu zatlar da an itibarıyla Türkiye'nin Guso'su olmuş durumdalar.
Ülke halklarının bir nebze de olsa soluklanması için bir görüşme süreci başlatılmış (ki akıbeti ne olacağı da belli değil!!!).
Sadece bir niyet…
Ama bu Guso'lar tahammül edemiyor…
Bire bin katıp saldırıyorlar…
Tehdit ediyorlar…
Beyaz Toroslar çıkarıyorlar…
Yahu size ne…
Size ne???
Sizin bu toplumda zerre kadar karşılığınız var mı???
Sizin çocuklarınız askere gitti mi?
Sizin çocuklarınız dağda şehit olup, al yıldızlı bayrağa sarılı tabutla kapınıza geldi mi?
Hayat hikâyenizde böyle bir kırılma var mı???
Ya peki, neden elinizi bu halkın yakasından çekemezsiniz?
Derdiniz ne?
Derdiniz?
Ülke halklarının barışa kavuşması size batıyor mu???
Siz böyle ırkçı ve faşist bir ruhla barışa saldırırken kimin adına bunu yapıyorsunuz?
Arkanızda kim var, dönüp baktınız mı arkanıza?
Yahu, bu güne kadar yaptığınız en kalabalık mitingde dahi bin kişi toplayamadınız…
Yazıklar olsun size.
Binlerce kez yazıklar olsun.
Siz bu dünyada da diğer dünyada da bu ülkenin 'Guso'ları olarak anılacaksınız.
Bir hayır duası dahi alamayacaksınız…