Van…
Doğu’nun incisi, binlerce yıllık tarihiyle uygarlıkların beşiği, kültürlerin kavşağı…
Sadece gölüyle, dağıyla, ovasıyla değil; insanıyla, gençliğiyle, umuduyla da büyük bir şehir.
Tarihi İpekyolu’nun kalbinde yer alan Van, yüzyıllardır doğu ile batı arasında bir köprü olmuş; ticaretin, kültürün ve bilginin merkezi haline gelmiştir.
Bugün de aynı coğrafi avantajı, aynı potansiyeli, aynı stratejik gücü taşımaktadır.
Van, yalnızca Türkiye’nin değil; Orta Doğu’dan Kafkasya’ya, Asya’dan Avrupa’ya uzanan hattın doğal merkezidir.
Ama ne yazık ki…
Bu kadim şehir, hâlâ hak ettiği yatırımlardan mahrum bırakılıyor.
Türkiye’nin birçok ilinde hızlı tren hatları tamamlanmış veya proje aşamasına gelmişken, Van hâlâ 27 Eylül 1971’de açılan İran-Van demiryolu hattıyla idare ediyor.
Vangölü üzerindeki feribotla sağlanan bağlantı ise hem zaman kaybı, hem ekonomik israf, hem de bölgesel kalkınmanın önündeki en büyük engellerden biri haline gelmiş durumda.
Oysa yalnızca bu hattın feribot kısmına harcanan yıllık maliyetle, birkaç yıl içinde modern bir hızlı tren hattı kurulabilir.
Bu yatırım sadece Van’ın değil, Türkiye’nin doğu kapısının yeniden açılması anlamına gelir.
Bu mesele sadece ulaşım değil; adalet, kalkınma ve eşitlik meselesidir.
Van hızlı treni hak ediyor!
Bu bir istek değil, bu bir zorunluluktur.
Ray sistemi ister gölün çevresinden dolansın, ister modern mühendislik teknikleriyle göl altından geçsin — fark etmez!
Yeter ki artık bu projenin fizibilitesi yapılsın, Van bu makûs talihini kırsın.
Çünkü hızlı tren sadece ulaşımda konfor değildir;
ekonomide canlılık, turizmde büyüme, istihdamda artış, üretimde ivme ve bölgesel kalkınma demektir.
Van, sahip olduğu genç nüfus, dinamik yapısı ve girişimci insan gücüyle bu yatırımı fazlasıyla hak ediyor.
Bugün hızlı trenin geçtiği her şehir, birkaç yıl içinde ekonomik, sosyal ve kültürel bir sıçrama yaşamıştır.
Van da o şehirlerden biri olmayı bekliyor; sessiz ama kararlı bir şekilde…
Çünkü Van, yalnızca Doğu’nun değil, Türkiye’nin Asya’ya ve Ortadoğu’ya açılan kapısıdır.
Lojistiğin, enerjinin, turizmin ve ticaretin kavşağında duran Van, modern ulaşım ağlarıyla buluştuğunda yalnızca kendi ekonomisini değil, tüm bölgenin kaderini değiştirecektir.
Bu nedenle diyoruz ki:
Van artık beklemek istemiyor.
Van’ın hakkı, çağdaş, güvenli ve hızlı bir ulaşım ağıyla Türkiye’nin geri kalanıyla birleşmektir.
Hızlı tren sadece ray döşemek değildir;
adaleti rayına oturtmaktır, kalkınmayı paylaşmaktır, geleceği inşa etmektir.
Ve biz inanıyoruz ki;
Van, hızlı trenle yeniden doğacak, yeniden şahlanacaktır.
Çünkü bu şehir, mazisiyle büyük, potansiyeliyle güçlü, umuduyla dimdik ayaktadır.