Van Ticaret ve Sanayi Odası’nın ev sahipliğinde bu yıl 3’üncüsü düzenlenen “Van Gurme ve Gastronomi Fuarı”, “81 il 81 lezzet” sloganıyla kapılarını açtı. Türkiye’nin dört bir yanından gelen yöresel tatların buluştuğu fuar, hem damaklarda iz bıraktı hem de Van’ın kültürel zenginliğini bir kez daha ortaya koydu.
Van: Tarihi, Kültürü ve Lezzetiyle Bir Marka Şehir
Doğu Anadolu’nun parlayan yıldızı Van, yalnızca eşsiz doğasıyla değil; aynı zamanda köklü tarihi, çok kültürlü yapısı ve mutfak mirasıyla da öne çıkıyor. Binlerce yıllık geçmişinde Urartulardan Perslere, Osmanlı’dan günümüze kadar pek çok uygarlığa ev sahipliği yapan bu şehir, gastronomi alanında da farklı kültürlerin izlerini taşımaya devam ediyor. Bugün Van mutfağı, sadece bölgesel değil, ulusal ölçekte de kendinden söz ettiriyor.
Fuarın Katkısı: Tanıtım, Etkileşim ve Markalaşma
Fuar boyunca ülkemizin zengin gastronomi kültürü sergilenirken, farklı şehirlerden gelen katılımcılar arasında güçlü bir etkileşim zemini oluştu. Bu tür organizasyonlar; yöresel tatların tanıtımı, şehirlerin marka değerine katkı sunması ve kültürel mirasın gelecek nesillere aktarılması açısından büyük önem taşıyor.
Van’ın Gururu: Şef Ali Geyik
Van mutfağından söz ederken, genç yaşına rağmen Türk gastronomi tarihinde altın harflerle anılacak bir isim olan
Şef Ali Geyik’i hatırlamamak mümkün değil…
O, yalnızca bir şef değil; Anadolu ve Mezopotamya mutfak mirasının emanetçisi, gastronomi kültürümüzün unutulmaz isimlerinden biriydi. Türkiye mutfak literatürüne kazandırdığı “Geleneksel Kürt Mutfağı”, “Geçmişe Övgü: Mezopotamya’da Bir Lezzet Turu” ve “TRB2 Gastronomi Kataloğu” adlı üç kıymetli eser, yalnızca Van’ın değil tüm ülkemizin gurur kaynağı oldu.
Bu eserler, geçmişin lezzetlerini yalnızca tariflerle değil; tarih, coğrafya ve kültürün iç içe geçtiği bir medeniyet hafızası olarak kayıt altına aldı. Böylece Ali Geyik, yöresel mutfak zenginliklerini bilimsel bir titizlikle belgelemenin yanı sıra, geleceğe bırakılmış birer kültürel mirasın da mimarı oldu.
Onun emeği, yüreği ve kalemi sayesinde, Mezopotamya’dan Anadolu’ya uzanan bu köklü mutfak geleneği hem akademik dünyada hem de halkın gönlünde kalıcı bir değer kazandı
Van mutfağı, kahvaltısıyla dünyaya açılmış bir marka olmanın ötesinde; et yemekleri, tandır çeşitleri, otlu peyniri, yöresel tatlıları ve özgün lezzetleriyle Türkiye’nin en zengin mutfakları arasında ilk üçte gösteriliyor. Bu başarı, yalnızca şehrin doğasının ve ürünlerinin değil; aynı zamanda usta ellerin, gönül veren şeflerin ve mutfak kültürüne sahip çıkan insanların eseri. Burada Bak hale Yusuf gibi nice usta isimlerin de emeğini anmak gerekiyor. Onlar, Van mutfağının yaşayan hafızasıdır.
Teşekkür ve Takdir
Bu anlamlı organizasyona ev sahipliği yapan Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sayın Necdet Takva ve değerli ekibine, misafirperverlikleri ve başarılı ev sahiplikleri için teşekkür ediyoruz. Bu fuar, yalnızca lezzetlerin değil; dostluğun, kültürün ve kardeşliğin de buluştuğu bir şenlik olarak hafızalarda yerini aldı.
Van, her geçen gün bir gastronomi kenti olarak yükseliyor. Tarih, kültür ve doğanın eşsiz birlikteliğiyle bezenen bu şehir, artık lezzetin de başkenti olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.