Dünyada terör örgütü olarak görülen fakat sonradan legal alanda yaşama imkanı bulan o kadar çok örnek var ki… Liderleri meşrulaşan ve siyasal parti, hatta hükümetlerde görev alan olan örgütlerin tarihsel sürecini hatırlayalım.

İrlanda Cumhuriyet Ordusu (IRA) – Garry Adams

İngiliz ve İskoç yerleşimcilerin İrlanda halkını yönetimleri altına almaya başlaması sonucu, sorunun tarihsel kökeni, 1600’lü yıllara kadar dayanıyor. 1916’da kurulan İrlanda Cumhuriyet Ordusu (IRA), İrlanda’nın bağımsızlığı için silahlı mücadele başlattı. IRA’nın siyasi partisi Sinn Féin’in lideri Garry Adams, 1997’de dönemin İngiltere Başbakanı Tony Blair ile Başbakanlık konutunda görüştü. 1998’de Mübarek Cuma Anlaşması adıyla Kuzey İrlanda Anlaşması imzalandı. IRA 2005’te silah bıraktı ve yaklaşık 3 bin 600 kişinin hayatını kaybettiği çatışma süreci resmen sona ermiş oldu. 2007’de Kuzey İrlanda’da Katolikler ve Protestanlar arasında bir ortak hükümet kuruldu. Garry Adams hükümette yer aldı. Böylece 25 yıllık çatışma, barışla sonuçlandı.

İsrail - Şimon Peres

Şimon Peres, 1947 yılında o zamanlar dünyada terör örgütü olarak anılan siyonist askeri bir örgüt olan Haganah Hareketi'nin liderliğini yapıyordu. Yıllar sonra İsrail İşçi Partisi’nin lideri olan Peres, İsrail cumhurbaşkanlığı görevinde bulundu.

Filistin - Yaser Arafat

Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) lideri Yaser Arafat, dünyada terör örgütü olarak görülüyordu. Arafat, 1959'da Ebu Cihad adıyla bilinen siyasi ve askeri olan El Fetih örgütünü kurdu. 1964’te Arap Birliği tarafından kurulan ve çatı örgüt olan Filistin Kurtuluş Örgütü’nün yönetim kurulu başkanlığına atandı. Meşrulaştıktan sonra yıllarca Filistin devlet başkanlığı görevini yürüttü.

Şimon Peres ve Yaser Arafat, 1994 yılında Nobel Barış Ödülü’ne ortaklaşa layık görüldüler.

Kolombiya – FARC (Rodrigo Londono)

1948’de Manuel Marulanda tarafından kurulan Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri (FARC) ile Kolombiya hükümeti arasında 52 yıl süren çatışmalarda, 220 bin kişi hayatını kaybetti. 6 milyondan fazla kişi evlerinden ayrılmak zorunda kaldı. FARC 5 kez tek taraflı ateşkes ilan etti. Kolombiya Devlet Başkanı Juan Manuel Santos, 2012'de başlattığı barış sürecini başlattığını duyurdu. FARC, 2015’te silahları bıraktı. Çift taraflı ateşkes 2016'da geldi. FARC barış anlaşması kapsamında siyasal parti oldu. Santos ile örgütün lideri Rodrigo Londono, Küba’nın başkenti Havana’da el sıkıştı ve barış sağlandı.

Güney Afrika - Nelson Mandela

Nelson Rolihlahla Mandela, Bantu dillerine ait Kosa dilini konuşan Tembu kabilesinin şefinin oğluydu. 1952’de Başkaldırı Mücadelesi veren ANC’nin başkanı seçildi. MK örgütünü kurdu, İhanet Duruşmaları’nda tutuklandı ve ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Cezasının büyük bir bölümünü Robben Adası'nda kalarak, 27 yıl hapis yatan Mandela, daha sonra Güney Afrika Cumhuriyeti devlet başkanı olarak seçildi. 1993'teki Nobel Barış Ödülü, Amerika Birleşik Devletleri Başkanlığı Özgürlük Madalyası ve Sovyet Lenin Nişanı da dahil olmak üzere 250'nin üzerinde ödül kazandı. Güney Afrika'da "Ulusun Babası" olarak görülen bir lider oldu.

İspanya – ETA (Josu Ternera)

ETA, 1959'da İspanya ve Fransa'nın Bask bölgesinde kuruldu. 52 yıl süren silahlı mücadelede 843 kişi hayatını kaybetti. İspanya'nın Bask özerk bölgesinin bağımsızlığı için savaşan ETA lideri Josu Ternera tarafından, 2011’de ilan edilen ateşkes ile silahları resmen teslim edildi. "Bask Sosyalist Devrimci Ulusal Kurtuluş Örgütü" imzalı ve "Silahsızlanma Günü" başlıklı bir açıklama yapıldı. Barış Zanaatkarları adlı grubun üyelerini çevresinde toplayan dörtgen küçük bir masada tarih yazıldı ve barış sağlandı.

Türkiye – PKK (Abdullah Öcalan)

Kürdistan İşçi Partisi (PKK), 27 Kasım 1978'de Diyarbakır'ın Lice İlçesinin Fis Köyü'nde, Abdullah Öcalan tarafından kuruldu. 1993'te Cumhurbaşkanı Turgut Özal, sorunu barışçıl yollarla çözmek istedi ancak bu hayatına mal oldu. 2 bin 500'den fazla köy ve mezra boşaltıldı. Büyükşehirlere göç başladı. 40 binden fazla kişi hayatını kaybetti, çatışmalı dönemde 2 trilyon dolar harcandı. Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, 2009’da açılım sürecini ve 2012'de, Abdullah Öcalan ile yapılan görüşmelerin ardından, çözüm sürecini başlattı. 21 Mart 2013'te Diyarbakır'daki Newroz’unda, Abdullah Öcalan'ın barış mektubu okundu. 21 Mart 2015 Diyarbakır Newroz’unda Öcalan, PKK'ya silahsızlanma çağrısı yaptı. 22 Temmuz 2015’te Şanlıurfa'nın Ceylanpınar ilçesinde iki polis memurunun şehit edilmesi sonrasında çözüm süreci rafa kaldırıldı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli 22 Ekim 2024'te Abdullah Öcalan'a, örgütü lağvetmesi koşuluyla, "Umut hakkı için başvurması ve TBMM'de DEM Parti grup toplantısında konuşması" çağrısında bulundu. Erdoğan, Kasım ayında Bahçeli'nin 'İmralı' çağrısına desteğini açıkladı. Öcalan’ın, 27 Şubat'ta Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı, Pervin Buldan tarafından okundu. Barış elçisi Sırrı Süreyya Önder, 3 Mayıs'ta hayatını kaybetti.

PKK, 9 Mayıs'ta yayınladığı açıklamada 5-7 Mayıs tarihlerinde 12. kongresini topladığını kendini feshetme ve silahları bırakma kararının alındığını duyurdu.

Dünyada Ortadoğu, Afrika ve Latin Amerika ülkeleri dışında silahlı mücadele dönemi sona erdiği görülüyor. Dünya örneklerinden yola çıkarak ülkemizin de barışla taçlanacağı günlere yaklaştığımızı umutla söyleyelim.

Ölmeden önce gazeteci Enver Aysever’in programına katılan gazeteci Mehmet Ali Birand, “Dünya değişir ve değişen dünya içinde roller değişir. Öcalan günün birinde Türkiye’de meclise girebilir; bunu yaparsa, ancak Recep Tayyip Erdoğan yapabilir.” demişti.

Merhum Birand, gerçekten de doğru söylemiş. Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, Kürt sorununu çözülebilir hale getirmiştir. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, tabuları ve insanların kafasındaki duvarları birer birer yıkarak bu sorunun barışçıl yolunu açmıştır. Abdullah Öcalan, ‘Barış ve Demokratik Toplum’ çağrısı barışa önemli bir katkı sundu.

Hem Türkler hem de Kürtler büyük acılar çekti. Artık canlar yitirilmesin. Barışa büyük toplumsal desteğin söz konusu olduğunu söylemek lazım.

Abdullah Öcalan, DEM Parti Genel Başkanı olmalı, seçimlere girmeli ve parlamentoda yer almalıdır. DEM Parti, Türkiye partisi olmalıdır. Kürt sorununun temelinde yönetim meselesi bulunmaktadır. DEM Parti kazandığı bölgeleri yönettikten sonra geriye anadilde eğitim, Kürtçenin resmi dil olması ve anayasal hakların uygulanması kalıyor.

Genel af, elbette olması gerekendir...

İmralı Adası, Mandela’nın hapis yattığı Robben Adası gibi barış adası olsun…

Barış Hükümlerin Efendisi Olsun…