Maslak..!

Meslek meslek meslek…

Türkçeye Arapçadan geçmiş olan maslak kelimesi, yol, gidişat ve yöntem anlamlarına geliyor. Kelime zamanla, insanların iş veya faaliyet alanlarını tanımlamak için kullanılmaya başlandı. Günümüzde ise meslek deniliyor ve bir kişinin hayatını kazanmak için yaptığı iş veya uzmanlık alanı olarak kabul ediliyor.

Meslek kelimesi, bir yol veya yöntem izlemekten, belirli bir iş veya faaliyet alanı edinmek olarak evrilmiştir. O halde biz de iki anlamı birleştirelim. Hayatımızda bir yol ve yöntem olmalı mı olmalı. Bunun yanında helal ekmeğimizi kazanmak için bir iş ve faaliyet alanımız olmalı mı olmalı.

Peki hayatımızda bir yol ve yöntem planlaması yapabildik mi? Tarihsel anlamda pek sayılmaz, genel anlamda hayır! Bunun nedenleri var elbette.

Osmanlı’da medreselerde dini konular ağırlıkta olmakla beraber matematik, fıkıh, tıp gibi fen ilimleri alanlarında da dersler veriliyordu. Ahilik anlayışıyla mesleki ve ahlaki eğitim alınıyordu. Genel olarak bakıldığında Osmanlı döneminde dini ve mesleki ağırlıklı bir eğitimin hakim olduğu görülüyor.

Latin alfabesine geçiş sonrası, cumhuriyet döneminde eğitim sistemi tamamen değişti. Dini ve fen ilimleri ağırlıklı eğitimin yerini laik bir milli eğitim sistemi aldı. Millet mektepleri ve meslek okulları açıldı ve ilkokul zorunlu hale getirildi.

O dönemlerde nüfusun büyük bir çoğunluğu köylerde yaşadığı için ülke genelinde olduğu gibi Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde de büyük bir eğitim açığı ortaya çıktı. Bölgede hem okul sayısı hem de öğretmen sayısı çok azdı.

Cumhuriyetin kuruluşundan 1940 yılına kadarki dönemde, Van merkezde 5 ilkokul ve 1 ortaokul açıldı. Van’da 1973’e kadar ilkokul, ortaokul ve liseden oluşan toplam 16 okul açıldı ve bu çok yetersizdi. Yani Van, 1940’a kadar neredeyse eğitimsiz kaldı. İnsanlar okuma yazma öğrenemedi. Şimdi bile o dönemden kalma ve okuma yazma bilmeyen yaşlılarımız var.

Nitekim eğitim seviyesi bakımından Van, şu anda ilkokul mezunu bile değil.

Van’a karayolu ulaşımı 1960’larda, demir yolu ulaşımı ise 1970’lerde sağlanabildi.

Her yönüyle acı durum ve nedenler ortada…

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, 1982’de kuruldu. Bölgede insanlar, daha ilkokulla tanışmamışken üniversite okuyan sayısı çok çok azdı.

Tarım toplumu olduğumuzdan 1990’lara kadar, büyük bir işsizlikten bahsedilemezdi. Ancak, Kürt sorunundan kaynaklı olarak 1993’te başlayan göç, Van’da büyük değişimlere neden oldu. Şehir hayatına uyum sağlanamaması ve başka meslek bilinmemesi nedeniyle, kitlesel işsizlik baş gösterdi.

Van’da, 2000’li yıllara doğru okur-yazarlık oranı artmaya başladı ancak üniversite okuyabilenler, çok şanslıydı. 2000 sonrası üniversite okuyan sayısı arttı ancak bu kez üniversitelerin niteliği düştü. 2000’li yıllara kadar nitelikli iş gücü ve kalifiye eleman yetiştiren üniversitelerin yerini, çok sayıda açılan ve işsiz ordusu yetiştiren üniversiteler aldı.

Ataları okuma fırsatı bulamayan Vanlıların torunu okuyabilme fırsatını yakaladı ancak bu kez de mesleksizlik sorunu ile karşı karşıya kaldı.

Kısacası işsizlikte ve eğitimde geri kalmışlıkta lider olan Van, ne okuyabildi, ne de bir meslek sahibi olabildi..!

Şimdi yazımızın başlığına dönecek olursak.

Maslak…

Yani meslek. Allah her insana helal rızkını kazanması için bir yetenek vermiştir. Önemli olan o yeteneği ortaya çıkarmak ve meslek sahibi yapabilmektir.

Osmanlı eğitim sisteminde dini ve fen ilimleri eğitimleri ile merhametli nesil yetiştirilmek istenirken, ahilik eğitim ile de ahlaklı meslek sahibi nesiller yetiştirilmesi hedeflendi.

Türkiye cumhuriyeti döneminde ise dini eğitim biraz geri planda bırakıldı, genel ve mesleki eğitim öne çıkarıldı. Cumhuriyet döneminde insanlar meslek sahibi olsa da, dini eğitimden uzak kalındığından etik ilkeler noktasında büyük sorunlar karşımıza çıktı. 28 Şubat 1999 post modern darbe ile imam hatipler ile birlikte meslek liseleri de kapatıldı. Genel anlamda, dürüst, ilkeli ve tam anlamıyla helali haramı bilen nesiller yetiştiremediğimiz ortada. Elbette ki tüm değerlere sahip insanlara sözümüz yok…

Eğitim nedir sorusuna şu cevap verilir: Bireyde istendik davranış biçimleri oluşturma biçimidir. Tekrar meslek kelimesinin anlamına dönecek olursak, yol-yöntem iş ve faaliyet. O zaman eğitim, insanları hem hayata hazırlamalı hem de meslek edindirmeli. İstendik davranış biçimleriyle, yani dürüst yani ahlaklı, yani ilkeli, yani merhametli…

Yani,

Yani,

Yani,

Barış içerisinde kalın.

Barış Hükümlerin Efendisi Olsun…