Charlie Hebdo’dan Leman’a...!

Fransa’da yayın Charlie Hebdo mizah dergisi, efendimize hakaret etmişti. Sonrasında Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde Kur’an-ı Kerim yakma olayları başlamıştı. Genellikle yurtdışından şahit olduğumuz hakaret olayı ülkemizde de yaşanmaya başladı.

Siz hiç bugüne kadar Müslüman dünyasından birilerinin Hz. İsa’ya ve diğer dinlere hakaret eden bir örnek duydunuz mu? Duyamazsınız! Çünkü Müslümanlar tüm dinlere saygı gösterir. Doğru olan da bu değil mi?

İnsan hangi dine mensup olursa olsun, diğer dinlere hürmet göstermesi gerekmez mi?

Dünyada sayısı milyarları geçen Müslümanlar olduğu kadar Hristiyanlar da var veya başka dinlere mensup insanlar da var. Tüm dinler birbirine düşmanlık yapacaksa bu dünya yaşanılmaz bir hal alır. Ki din savaşları döneminde o hal yaşandı da.

Charlie Hebdo’dan sıra Leman’a geldi. Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V) ile Hz. Musa, Leman dergisinde karikatürize edildi. Ortadoğu’da bombalar altında çizilen karikatürde Müslümanlar ile Yahudilerin savaşı adı altında efendimize hakaret edildi.

Kimisi Müslüman olur kimisi Hristiyan kimisi de hiçbir dine inanmaz. Şimdi kalkıp da insanların inançlarına hakaret etmek insanlık mıdır?

Kim neye inanmak istiyorsa, hangi dine mensup olmak istiyorsa ona göre yaşasın.

Bakara Suresi 256. Ayette, "Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk, sapıklıktan ayırd edilmiştir. Artık her kim tâğutu inkar edip, Allah'a inanırsa, sağlam bir kulpa yapışmıştır ki, o hiçbir zaman kopmaz. Allah, her şeyi işitir ve bilir."

Yüce Allah ayeti kerimede dinde zorlama olduğunu bizlere bildiriyor. Dolayısıyla insana yakışan dinde zorlamaya yönelmeyeceği gibi dinlere saygı duymaktır.

Yine Kafirun suresinde, kudreti ilahi şöyle buyuruyor:

De ki: Ey kâfirler. Ben sizin taptıklarınıza tapmam. Siz de benim ibadet ettiğime ibadet edecek değilsiniz. Ben de sizin taptıklarınıza tapacak değilim. Siz de benim ibadet ettiğime, ibadet edecek değilsiniz.Sizin dininiz size, benim dinim bana.”

Her şey net bir şekilde ortada. Herkes istediği dine inanır.

İfade özgürlüğü adı altında bu tür yayınlar yapılıyor. Peygamberlere hakaret etmek nasılifade özgürlüğü olabilir? Oysa bu ifade özgürlüğü değil, dine ve inanca karşı nefretin bir aracıdır.

İslamofobi devam ediyor. İslam ve Müslümanlara karşı korku ve düşmanlık yayılıyor. Bunu batıda İslam karşıtı söylemlerin sistematik olarak meşrulaştırılması çabası olarak görüyoruz. Peki ya Türkiye’de yaşanması ne demek? Ülkemizde de mi normalleştirilmek isteniyor. Bu kabul edilemez.

Bu bir nefret suçudur. Toplumsal gerilimi artırır ve kutuplaşmayı körükler. Toplumu birbirine düşürmeyi, inançlı insanları kışkırtmayı ve İslam dünyasını öfke toplumu olarak göstermeyi hedefliyorlar.

Bu durumu provokasyon, kültürel cehalet ve dini değerlere saygısızlık olarak değerlendirebiliriz.

Ama teşbihte hata olmaz, köpeğin ağzı değdi diye deniz kirlenmez..!

Rahman ve rahim olan Allah’ın merhamet peygamberi olan efendimize selam olsun. Yine yazımızı efendimizin hadisi ile bitirelim.

Barış Hükümlerin Efendisidir…