Van’da Tiyatronun Ateşi Sönmüyor

Yazan: Aziz Saydut

Perde açılır…
Bir zamanlar sahnede yalnızca birkaç ses yankılanırdı Van’da. Seyircinin alkışı, bir avuç insana umut olurdu. Oysa şimdi o ses, koca bir kente yayılmış durumda. Van’da tiyatro artık bir heves değil, bir kök, bir damar meselesi…

Bu köklerin izini sürdüğünüzde, yol sizi 2000’li yılların başına götürür. O yıllarda Devlet Tiyatroları, “her bölgenin kendi sanatçısını yetiştirme” idealiyle yola çıkmıştı. Sanatçılar liselere gider, gençlerle sahne kurar, onlara oyunculuğun nefesini öğretirdi.
O nefesi içine çeken gençlerden biri de bendim. O dönemde atılan o tohumlar, yıllar sonra Van’ın sahnelerinde filizlendi.

Bugün o gençlerden biri, Van Devlet Tiyatrosu’nun başında: Özgür Titiz.
Van’ın öz evladı, sahnenin içinden gelip tiyatronun kalbine oturdu. Onun müdür oluşu sadece bir atama değil, bu kentin tiyatro geçmişine atılmış bir imzadır.

Benim yolumsa başka bir kulvardan ilerledi.
Bir gün kendi sahnemi kurdum.
Tek kişilik oyunların sessiz kahramanı oldum.
Ve evet, bu konuda mütevazı olmayacağım:
Van’da, sahneye tek başına çıkma cesareti gösteren, yazan, yöneten, oynayan çok az insan vardır.
Ben o yalnızlığın içinden büyüdüm.

O yalnızlık beni uluslararası bir sahneye taşıdı. İran’ın Kish Adası’nda düzenlenen tiyatro festivalinde, Fransa, Pakistan ve İran’dan gelen sanatçılarla aynı sahneyi paylaştım.
Orada iki ayrı etkinlikle yer aldım:
Kendi yazıp yönettiğim “Shakespeare Delisi” oyunu ve bir Karagöz Workshopu.
Düşünün, bir yanda Shakespeare’in evrensel dili, öte yanda Karagöz’ün yerli nefesi…
Birbirine bu kadar uzak iki kültürü aynı sahnede buluşturmak, belki de sanatın en büyülü anlarından biriydi.

Uluslararası bir festivalde oynamak kolay değildir.
Oyuna hâkim olacaksınız, metne can vereceksiniz, sahneyi avuçlarınızla kavrayacaksınız.
Hele ki Karagöz konusunda ustalık göstermek istiyorsanız; bu, bilgi değil, geleneğin ruhunu taşımak meselesidir.
Bugün gururla söyleyebilirim ki Van Devlet Tiyatrosu’nun sahnelediği “Şifreli Köpek” adlı oyunun tüm Karagöz tasvirleri bana ait.

Bütün bunların arkasında 26 yıllık bir sahne birikimi, ter, sabır ve inanç var.
Biz bu inançla çalışıyor, üretiyor ve Van’a sanatın katma değerini sunuyoruz.
Birileri görmese de, alkışlamasa da…
Biz yolumuza devam ediyoruz.

Bugün Van, iki kez düzenlenen Uluslararası Tek Kişilik Tiyatro Festivali ve Tek Kişilik Oyun Yazma Yarışması ile sadece “oynayan” değil, aynı zamanda üreten bir şehir haline geldi.
Bu kentin adı artık tiyatro sahnesinde yankılanıyor.

Çünkü biliyoruz ki:
Tiyatro yalnızca sahnede oynanmaz, yürekte yaşar.
Bizim yüreğimizde o ateş yanmaya devam ediyor.

Perde kapanmaz…
Sadece yeni bir oyuna devrolur.